Bahaddin Yeşilkaya

24 HAZİRAN 2018 BİR DEVRİN JÜBİLESİ OLSA GEREK

Bahaddin Yeşilkaya

İşte tarih böyle bir şeydir. Bir şeyin vakti – zamanı geldi mi tarih hemen notunu düşer. 24 Haziran 2018  tarihi de böyle bir gündür. Bu “GÜN” diğer günler ve sonraki günler gibi sıradan bir”GÜN” gibi değildir. Bu”GÜN”  tarih ilerde, bu”GÜN” öncesi ve Bu”GÜN” sonrası iki dönem olarak kaydedecektir. Ve tarih, bu “GÜN”ü  24 HAZİRAN 2018 Öncesi ve sonrası olarak konuşacaktır.  24 HAZİRAN 2018 tarihi öncesi Ülke, devlet yönetim yapısı olarak Cumhuriyetin erken döneminde her ne kadar meclisi mebussan sistemi olsa da ellili yıllara kadar tek partili sistem olarak memleketin yönetiminde söz sahibi olmuştur. Ancak parlamenter sistem, tam manasıyla ellili yıların başlarında demokratik anlamda çok partili sisteme geçtikten sonra geçtiği söylenebilir. Fakat bu parlamenter yapı altmış ta yapılan askeri darbeyle yeni baştan yapılandırıldı. Yapılandırma geçiren bu yeni parlamenter sistem ömrü fazla kifayet etmedi ve uzun sürmedi. Ancak Sistem Seksen Askeri darbesiyle merkezde güç odaklarının sözü esas alınacak şekilde yeniden yapılandırma geçirdi. Ülkenin parlamenter sisteme geçtiği tarihten itibaren türlü gerekçelerle her defasında farklı değişiklere uğramasına rağmen millete memlekete hep büyük faturalar getirmiştir. Esasında Parlamenter Sistemler doğası gereği türlü manipülasyonlara son derece açık olmasından kaynaklanıyor olması, böylesi sistemlerde Türkiye gibi ülkelerin üzerinde bulunduğu bu coğrafyada istikrar içinde varlığını sürdürebilmesi zor ve hatta bazen de imkansız kılmaktadır. Ve bu coğrafyada ayakta kalabilmek, söz sahibi olabilmek ve güçlü olabilmek için mutlaka güçlü yönetim sistemleriyle ülkeyi sevk ve idare etme gerekmektedir. İşte 24 HAZİRAN 2018 tarihi Ülkenin bundan sonraki dönemler için hayati önem taşımaktadır. Zira cumhuriyetle birlikte ülke yönetimi çeşitli dönemlerde parlamenter sistem pekiyi sayılabilecek bir sınav veremedi. Hatta ülke gerek ekonomi gerek sosyal gerekse siyasi olarak çok büyük kayıplar yaşadı. Bundan dolayı 24 HAZİRAN 2018 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Ülkemiz ve coğrafyamız için çok büyük bir fırsat olacaktır. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi esasında bir Başkanlık Sistemidir. Başkanlık Sisteminin Temel yaklaşımı ise Halkın doğrudan kendi Hükümetini seçebilme kararını vermesidir. Yani hiçbir surette hükümet oluşumunda bir başka güç ya da elin karışmaması demek,kurulacak hükümet doğrudan halktan güvenoyunu alacak demektir. Bu, yapının dışa ve her türlü manipülasyona kapalı olması anlamına gelmektedir. Ve aynı zamanda bu, istikrar, seri karar almak ve en önemlisi de zaman kaybının önüne geçmek demektir. Aslında Ortadoğu ya da İslam coğrafyasında yönetim sistemleri güçlü kılınmadığı sürece her an devrilme ile karşı karşıya kalabilir. Türkiye bunu defalarca yaşadı. Bu ve benzeri durumları yaşayan hiçbir ülke ne ekonomik atılım içinde olabilir, ne sosyal gelişme sağlayabilir ve ne de siyasal istikrarı yakalaması mümkün olabilir. Bu açıdan Ülke olarak 24 HAZİRAN 2018 seçimi geçmiş tüm yapılara göre bir devrim niteliğindedir. Bunun bilincinde olmak gerekir. Aksi durum kazanımlar basit ve ufak hesaplar uğruna heba edilebilir. Çünkü bu süreci sabote etmek için eski Türkiye’yi isteyen tüm iç ve dış güç merkezleri seferber olmuş durumdalar. Türlü senaryo ve ayak oyunlarıyla tek cephede genetik yapıları gereği bir araya gelemeyenler şimdiler de gece gündüz 24 HAZİRAN 2018 seçim tarihini kendi lehlerine nasıl çevireceklerini, çevirebilecekleri için uğraşıyorlar. Hamt olsun görünen odur ki, oynamak istedikleri oyun şimdilik bozulmuş görülmektedir. Ama şu her zaman için iyi bilinmeli ve unutulmamalı ki, bu çevreler oynamak istedikleri bu oyundan hiçbir zaman vaz geçmezler. Çünkü tarih buyunca bu şer ittifaklar hep ola geldiğini göstermiştir. Madem bu anlayış ve yapılar hep olacaklar bize düşen millet ve fert olarak bu olan biten karşısın da çok uyanık olmak ve bu ve benzer yaklaşımlara asla fırsat vermemek olmamalıdır.

24 HAZİRAN 2018  tarihi Eski Türkiye için bir JÜBİLE, Yeni TÜRKİYE ve Memleketimiz, milletimiz ve tüm İslam coğrafyası için inşallah hayırlara vesile olur.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları