Galip Önlü

Dünya Hukuk Günü

Galip Önlü

Bugün 10 Temmuz Dünya Hukuk Günü, 1967’de Cenevre’de düzenlenen Hukuk Yoluyla Dünya Barış Konferansında ilan edildi.
Nedir Hukuk? Hukuk kelimesi, Arapça bir kelime olan “HAK’’ kelimesinin çoğulu olarak bilinir. Toplumun genel menfaatini veya fertlerin ve toplumun ortak iyiliğini sağlamak maksadıyla korunan ve kamu gücüyle desteklenen hak ve kanunların bütünüdür. Daha yaygın bir tanımla hukuk, adalete yönelmiş toplumsal yaşama sürecidir.
Toplumu düzenleyen başka kurallar da söz konusudur. Örf, adet, gelenek ve dinler gibi… Hukukun bunlardan ayrıldığı özellik ise devlet tarafından güvence altına alınmış ve davranışların devletin cebri yaptırımlarına sahip olmasıdır. 
Küçük bir özetle izah etmek gerekirse büyük günahlardan olan zina, hiçbir yerde hoş görülmez ve yasaktır lakin Türk hukukunda zina bir suç değildir. Tabi bunun hukukta suç olarak kabul görmemesi ne denli doğrudur, tartışılır.
Toplum yaşamındaki en önemli olgulardan birisi olan hukuk, yargı kültüründen bilişim suçlarına, başkanlık sistemi tartışmalarından kadın cinayetlerine, İç Güvenlik Kanunundan Çevre ve basın özgürlüne kadar birçok konuyu içinde barındırır. Ülkemizin hukuk konusundaki yeri ,önemi ve sıralaması ise bizi üzmektedir.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne bakacak olursak Rusya, bir önceki araştırmaya göre dört basamak düşüşle 128 ülke içerisinden 94. Olurken Türkiye 107. Sıraya yerleşmiştir. Kısacası Hukukun üstünlüğü konusunda diplere geriledik diyebiliriz. 
Hukukun üstünlüğü sıralamasındaki toplam puanda ilk on’a giren ülkeler sırasıyla şunlardır:
1)Danimarka
2)Norveç
3)Finlandiya 
4)İsveç
5)Avustralya
6)Singapur
7)Almanya
8)Hollanda
9)Japonya
10)Kanada
Ben şuna inanırım. Fikir ve ifade özgürlüğü olmadan hukukun üstünlüğü garanti altına alınamaz. Hukukun üstünlüğü olmadan da fikir ve ifade özgürlüğü sağlanamaz.
Toplumun tarafsız bilgiye farklı ve ayrık fikirlere kolayca ulaşma ve fikirlerini diğerlerine ulaştırma imkanından mahrum olduğu günümüzde hem hukukun üstünlüğü hem de fikir ve ifade özgürlüğü tehlike altındadır.
Bu hususta size biraz mitolojik durumlardan bahsetmek isterim. Yunan mitolojisinde Adalet Tanrıçası olarak kabul edilen Themis vardır. Themis’in var olan heykelinde gözleri kapalıdır, ellerinin birinde kılıç diğerinde ise terazi bulunur. Ayağının altında ise bir kitap ve kitabın üstünde ayağıyla ezdiği bir yılan...
Görüntüyü zihninizde canlandırdığımızda elindeki terazi adaleti ve bunun dengeli şekilde dağıtılmasını, diğer elindeki kılıç ise adaletin keskinliğini simgeler. Ayağının altındaki yılan tüm kötülükleri ayağının altına aldığını anlatır. Gözlerin kapalı olması ise tarafsızlığa delalet eder.
İşte örnek timsali olarak benim aklıma bu emsal geldi.  Hukuk yerine getirilecekse eğer, göz bütün ayrıcalıklara ve menfaatlere kapalı  olmak zorundadır. Adalet bir kılıcın ucu kadar keskin terazisi dengeli bir şekilde sabit olmalıdır.
Ülkede en şatafatlı Adalet Saraylarının olması önem taşımaz . Önemli olan şudur ki var olan makamlar hukuku herkese eşit bir şekilde dağıtarak adaleti tam tecelli sağlasınlar. 
Yazımı Kemal Atatürk’ün değerli bir sözüyle bitirmek isterim.
“İnsanlar huzur ile, vicdan hürriyeti ile çalışmak ihtiyacındadır. Bu ise Efendiler, sosyal toplumu idare eden devlet ve hükümette adaletin mutlak egemen olmasıyla mümkündür. Hükümet için esas olan kurallardan biri adalettir demiştim. Bunu gerçekleştirecek yargı organlarıdır. Bir memlekette adalet mevcut olmazsa, o memlekette anarşiden başka bir şey yoktur.’’
Adaletin herkese eşit dağıtılması, tarafsız bir hukuk üstünlüğün ülkemizi çepeçevre sarması ümidiyle…
 

Yazarın Diğer Yazıları