Hazırlıklı Olunmalı…
Galip Önlü
Yazıma şunu belirterek başlamak istiyorum. Döviz kurundaki güçlü düşüş kim ne derse desin Türkiye’den Avrupa’ya kadar çoğu ekonomisti şaşkına çeviren bir başarı durumu olmuştur.
Bu başarı bazı grupların yüzlerinin düşmesine, bazılarının da halay çekmesine vesile olmuştur.
Bazı grupların yüzlerinin düşmesini anlayabiliyorum ama bazılarının halay çekmesine anlam veremiyorum.
Evet, bu büyük bir başarıdır ama geriye dönüp baktığımız da ne yazık ki yeterli de değildir. Ümit ederiz ki bundan sonra olaylar yine sarpa sarmaz ve taşlar gerçek anlamda yerine oturur.
Geçmişe baktığımızda çok net anlaşılır ki Başkan Erdoğan “one minute’’ dediği günden itibaren 15 Temmuz hariç hep içerden bir kaos çıkarma planları hasıl olmuştur.
Günümüze bakınca bu kaosun ekonomik açıdan aktörü TUSİAD olmuştur.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun TUSİAD a ziyareti ve onlara “konuşun” ricasını iletmesi işe yaramadı. Bu planı deyim yerindeyse bardağı taşıran son damla oldu ve Başkan Erdoğan’ın TUSİAD’a sert uyarılarıyla sonuçsuz kaldı.
Yine birkaç kez ABD Büyükelçisiyle gizli görüşmeler yapması da şuan için hiçe çıkmış vaziyette…
Bakalım Sayın Kılıçdaroğlu, yeni garip planlarla bir şeyler tutturabilecek mi hep beraber göreceğiz…
Bunu hep söyledim yine söylüyorum… ABD(derin-küresel güç) seçimlere kadar boş durmayacaktır.
Kendisine boyun eğmeyen, savunma sanayisini geliştirmeye ve büyütmeye çalışan, Karabağ işgallini Azerbaycan ile beraber 40 günde sonlandıran, stratejik değerlerini en üst seviyeye çıkarmak isteyen Türkiye’ye karşı zorlu bir rakip olarak ortalığı muhakkak karıştıracaktır.
O yüzden hazırlıklı olunmakta fayda var.
Sosyal medyanın bütün mecraları gerek yalan haberler üzerine gerek “ülke yönetilemiyor’’ naralarıyla karıştırılacaktır.
Özellikle en büyük hazırlık sosyal medya üzerine olmalıdır.
Biraz da şahsi eleştirilerim olacak. İzlemlerim ve gözlemlerim nihayetinde…
Bu eleştirilerimin başında Diyanet var. Diyanet Başkanlığından yapılan çoğu açıklamalar şahsımı çoğu zaman acı bir şekilde güldürmüştür. Verilen fetvaların bazıları adeta İslam’a aykırıdır.
Diyanet aslında şuan, hükümete olan inancın düşmesine ya bilerek ya da bilmeyerek sebep olmaktadır.
Ve özellikle Diyanet Başkanlığı başta olmak üzere bazı milletvekilleri bana göre hem açıklamalarına dikkat etmeli, hem de lüksü bir tarafa bırakıp artık halk ile iç içe olmalıdır.
Yazımı sonlandırmadan önce Elazığ için her daim ön planda olan, Elazığ’ı içten savunan ve Elazığ halkı tarafından sevilen CHP milletvekili Sayın Gürsel Erol’a konulan kanser teşhisini üzüntüyle karşılıyor, kendisine acil şifalar diliyor ve tez vakitte siyasete dönmesini dört gözle bekliyorum…
