Galip Önlü

Sosyal Medya Operasyonları

Galip Önlü

Daha önceki yazıların içinde sosyal medyanın olumsuzluklarından ve ülkeye verdiği zarardan bahsetmiştim ama bu konuyu çözülmesi gerekilen bir husus olarak gördüğümden ötürü tekrar etmekte fayda görüyorum.
Öncelikle şunu belirteyim kibir nesnenin veya olgunun her ne olursa olsun yalnızca iyi tarafını almamız, kötü tarafını elimizin tersiyle itmemiz en doğru olanıdır.
Zira “sosyal medya’’ şuan için dünya çapında büyük bir güçtür. Biz bu gücün iyi taraflarını kullanmalıyız. Çünkü gücün yan unsurları kötüye kullanıldığı zaman her daim tehdit oluşturur.
Ve ben bu tehdidi çok net görebiliyorum…
 Ayrıca bu uygulamaların sahipleri de büyük bir tehdit oluşturuyor.
Bakınız ABD, o zamanlar seçilmiş Maduro hükümetini devirmek için darbe planlarken, Facebook ve İnstagram gibi mecralar Venezuella Devlet Başkanı Maduro’nun kişisel hesabındaki onay ibaresini kaldırmıştı.
Keza Twitter, İran dini lideri Ayetullah Hamaney’in resmi hesaplarını kapatmıştı.
Karabağ, Ermenistan işgalinden kurtulurken yine Twitter, bu sefer Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov’un hesabını kapatmıştı.
En ilginç olanı ise ABD eski başkan Trump’un hesaplarının iki yıl boyunca askıya alınmış olmasıydı.
Sosyal medyanın nasıl bir bilgi, yalan haber, algı operasyonu ve iftiraya dönüştüğünü bu kuruluşlarda görev yapanlar bile söylüyor.
Eski Facebook Veri Bilim Uzmanı Frangec Haugen, sosyal medyanın insanlar, ülkeler ve hatta demokrasiler için tehlikeli olduğunu açık açık söylüyor.
Bugün beş yaşındaki bir çocuk bile kalkıp ülke adına kendince olumsuz twitler yazabiliyor. Beş yaşındaki çocuk ne anlar ki ne yazsın?
Burada ifade özgürlüğüne bir kasıt yoktur.
Benim tek söylemek istediğim şudur: Sosyal medya, günden güne toplumsal kutuplaşmayı artırıyor.
Herkes birbirine sahte hesaplar üzerinden hakaret ve iftira atıyor. Ülkenin gidişatında terör destekli hackerler, bot hesaplarla sosyal medya mecrasını kullanarak kaosun kapısını aralıyor.
Ayrıca bir programdan bahsetmek istiyorum. “Konuşanlar’’ adlı program…
Tamamen bir fiyasko… Acun Ilıcalı’nın Elazığ depremi sonrası yapmış olduğu yardım kampanyasını unutmuş değilim ama bu program için atmış olduğu adım, vermiş olduğu onay büyük bir hayal kırıklığı olmuştur.
Zira bu program, Tiktok illetini bile geride bırakmıştır.
Öfkelenince herkesin ağzından kötü kelimeler veya küfürler çıkabilir lakin ben bu yaşıma kadar bu denli rahat bir şekilde ağızdan çıkan söz ve küfürlere ilk kez şahit oluyorum.
Ayrıca bu tür programlara neden bir ceza gelmiyor, onu da zaten anlamış değilim.
Sosyal medyayı operasyon olarak kullanan ABD bile yasal düzenleme hazırlığı içerisindeyken, bizde bu tür uygulamaların toplum bilincinin adeta kör edilmesine seyirci kalınması, sosyal medya konusundaki eleştirilerimin devam etmesine sebep  olacaktır.  
 

Yazarın Diğer Yazıları