Galip Önlü

Sözde Ermeni Soykırımı

Galip Önlü

Bu yazıda bu konuya değinmemdeki sebeplerden biri ,iş insanı Yardım Güneş’in Ermenilerin yaptığı soykırımı, çekeceği belgesel filmi ile Avrupa’da duyuracak olması.
İkinci sebep ise, Yazar Çağlar Yaprakgül’ün sözde Ermeni soykırımının gerçek yüzünü anlatan ‘’Kızıl Esaret’’adlı romanının oldukça ilgi görmesi.
Aslında bu konu her daim gündemde olan bir konu.
Eski yıllara dönecek olursak o zamanlar başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan Ermenistan’a bir çağrıda bulunmuş ve Ermeni meselesi her iki taraftan tarihçilerin çözmesi gerektiğini belirtmiş, hatta bir uluslar arası toplantı için fırsat da sunmuştu. Tabi bu Ermenistan’ın pek işine gelmedi, dolayısıyla sıcak bakmadılar.
Bu ilk defa olmuyor. Bundan 100 yıl önce bir Osmanlı sadrazamı çıkıp güçlü bir girişimde bulunmuştu.
Bu kişi Ahmed Tevfik Paşa…
Bu amaçla 19 Şubat 1919 yılında tarafsız 5 Avrupa ülkesinin büyükelçiliğine ayrı ayrı mektup yazarak “tehcir konusunu araştırmak amacıyla’’ İstanbul’da toplanarak bir uluslar arası mahkemeye iki yargıç göndermelerini istedi. Göndermiş olduğu mektuplar bir iki ülkeye ulaştı ve onlar bu konuyla ilgilenmediler. Diğer yerlere ulaşmasına ise İngilizler mani oldu.
Neticede 100 yıl önce yapılan girişim yine Ermenistan tarafından red yiyor, araştırma komisyonların kurulması istenmiyor. İngiltere, Fransa gibi ülkeler de ayrıca soğuk karşılıyor.
Zaten onlar için önemli olan bu sorunun çözümü değil, sorunun hep var olmasıdır. Onlar bunun için uğraş veriyor. 
Göreve gelmeden önce “Sözde Ermeni soykırımını tanıyacağım.’’ Diyen ABD başkanı Joe Biden bu sözünü tutacağını açıklamıştı. Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Aivazian da “ABD’nin tanıması birçok ülke için moral kaynağı olacak.’’ demişti.
En beğendiğim ve takdirle karşıladığım ise Rus Tarihçi Prof. Dr. Oleg Kuznetsov’un röportajında söyledikleri oldu. 
Rus Profesör Kuzretsov, Ermeni çetelerinin I. Dünya Savaşında Osmanlı’ya karşı olumsuz faaliyetler sürdürdüğünü hatırlatarak 1915 olaylarının soykırım olarak ileri sürülmesinin jeolojik bir oyunun ürünü olduğuna dikkat çekti.
Kuzretsov, Sovyetler Birliğinin Ermenileri kullanarak NATO’nun güney kanadını güney kanadını ve Türkiye’yi etkilenmeye çalıştığını vurgulayarak “Sovyetler Birliği, küçük milletlerin milliyetçilik ruhunu kullanarak Orta Asya ve Orta Doğu bölgesini sürekli askeri, siyasal gerilim içinde tuttu ve NATO’nun bu bölgeleri, askeri üs olarak kullanmasını engellemeye çalıştı’’ dedi ve ekledi.
Ermenistanİ, Sovyet Cumhuriyeti'nin Bir Ürünüdür
Rus tarihçi ayrıca Sovyetler Birliği Yüksek Komitesince onaylanan Ermenistan’ın Sovyet Cumhuriyetinin bir ürünü olduğunu açıkladı.
Akabinde Ermeni milliyetçiliğin ideolojisinde terörizm olduğunu, Ermenilerin kendi ülkesindeki siyasi partiler arasındaki görüş ayrılıklarını bile terörü aracı koyarak çözdüğünü belirtti.
Rus tarihçi Kuznetsov, adeta benim gönlümden geçenleri söylemiş, bu doğruları bizzat anlatmıştır. Ermenilerin arkasındaki gücün Rusya olduğunu bilmemek hatadır. Rusya(Sovyetler Birliği)  I. Dünya Savaşından bu yana Ermenistan’ın ağabeyliğini yapmaktadır. 
“Ermeni soykırım iddialarının jeopolitik bir oyun ürünü olduğunu’’
“Ermenistan’ın Sovyet Cumhuriyetinin bir projesi olduğunu’’
“Ermeni terörünün arkasında her zaman Rusya’nın olduğunu’’
Açıklayan kişi de bir Rus Tarihçisidir.
Fazla söze gerek yok…
 

Yazarın Diğer Yazıları