Hülya MURAT

Tesadüfe Bakar mısınız?

Hülya MURAT

Hoş geldin diyoruz ya.Acaba hoş mu geldi? İki yıl boyunca hiçbir mevsim hiç hoş gelmedi ki...

Elazığ'ımızda 24 Ocak 2020'den bu yana mevsimlerin ne tadı ne tuzu kaldı.

Biz depremle, arkasından gelen salgın hastalıkla mücadele ederek, hep günlerimizi korku ve endişeyle geçirdik.

Ve Haziran ayına geldik.Yani Yaz ayının başlangıcına.

Bu ay kimilerine göre güzel bir ay.Kimilerine göre acı veren bir ay.

Ben 10 Haziran günü annemi kaybettim.20 Haziran doğum günüm.Tesadüf o ki bu yıl 20 Haziran hem Babalar Günü, hem doğum günüm.

Acaba ben bugün mutlu mu olabilmeliyim?

Doğum günü insan hayatında özel bir gündür.Belki biraz mutlu olacağım.Çünkü ben o gün hayata " merhaba" demişim.

Hani derler ya" Hayatımı yazsam roman olur" Hayatımız biraz roman, biraz hikaye.Belki de olağanüstü olayların yaşandığı masaldır.

Dramların da yaşandığı.

10 Haziran günü, benim ve ailemin dramı.

Mutluyduk onlarla.Masal kahramanlarıyla.Sırtını dayamışsın.Bir yanında anne omuzu, bir yanında baba eli.Hayat, toz pembe rengiyle akıp gitmekte.

Haziran ve Eylül ayına uzamakta.

Ve gelen doğum gününde bir tat alır, mutlu ve sevinçli olabilir misin?Olamazsın.Çünkü o doğum günü de Haziran ayındadır.Ve her Haziran ayının üçüncü pazarı " Babalar Günü" dür.

İşte, bu günler biribiri ardına sıralanırken öyle garip duygular yaşatır ki...

Yaşadığın bu duyguları anlatmaya kalksan tarif edemezsin.Tarifi çok zordur.Ama söz kaleme döküldüğünde akar akar akar gider.Çünkü yüreğindeki çoşku çok fazladır. O coşkuyu, kalemle sıralamak, yazmak, yazarken düşünmek, düşünmek; uzaklara dalıp dalıp geçmişi hatırlamak; geleceğe de şöyle yan gözle bakmak...

Haziran ayında doğa canlandığı için her taraf yemyeşildir.Baharın kalıntısı olarak...Doğa güzelliği, canlanışı, hareketlenişi; sana bir parça belki mutluluğu tattıracaktır.

Ama seni yaralayan, acıtan, kahreden o günü hiç unutturamayacaktır.Acı, hiçbir zaman yılları devirsen de kolay kolay terk etmez.Bir yerlerde seni bekler, durur.

     TOPRAK ANAM

   Ufalanır içimde zaman

   Her şeyden ve her yerden ıssız,

   İçimden tek mevsim geçer.

   Yıkılmaz göğün kuşağı gibi.

   Yüzümde annemden kalma bakış,

   Rengarenk bir baş kaldırış.

   Zordur bunca insan içinde,

   Evladı olmak bir taşın.

  M.REŞAT BULUT

Çocuksun.Koşup, oynuyor; hayal kuruyorsun.Hayat, akışını ters yöne çevirinceye kadar. Bir, Haziran sabahı olduğu gibi bir, Eylül sabahı da...Hep sabahlarda.Pembelikler soluyor.Her yer ama her yer...Yer, gök, toprak, cicek, böcek griye boyanıp, simsiyah oluyor.

Kız çocukları, bir başka düşkündür babaya...Anne yanındaysa, baba da çınardır ona...Hayat, çok güzel.Yanında.Arkanda.Naz.Niyaz.Biraz da şımarıklık.Evin en küçük ferdi.

"Anneler Günü" vardır.Hediyeler alınır.Anne mutludur.

Babalara haksızlık olduğu anlaşılmış ki Haziran ayının 3. pazarı babalara ithaf edilmiş.

Bu küçük kız biraz uyanık.Bunu duyunca, doğru çarşıya koşmuş.Harçlıklarıyla, babasına güzel bir çorap almış.O gün gelince de hediyelerini heyecanla babasına vermiş.Çocuk kalbiyle öyle mutlu ki...Çünkü babası çok sevinmiş.Kızına sarılıp alnından öpmüştür.Ama mutluluğun 3 ay sonra kızı 12 yaşındayken biteceğini hiç kimse bilememiştir.Bilinmez.

Küçük kız hayatı boyunca unutamayacağı o günü yaşamış.Artık çok sevdiği babasından sonsuza dek ayrılmıştır.Rüya görmüş gibi anımsadığı;ömrü boyunca çok az söyleyebildiği o iki hece" BABA" seslenişi artık son bulmuştur.

Heyecanla aldığı o çoraplar, babasının ayağındadır.Onu götürürlerken.Çekip çıkartılırken de küçük kız çocuk bakarak yıkılmıştır.

O gün babam, beni, bizi bırakıp meçhule yol almıştı.Yüreğimizi kanata kanata...

Söylerken, insanın hele hele bir çocuğun içini ısıtan o sözcüğü sesleneceğim bir" Babam" yoktu artık.Çocuk yaşta tanıştığım kaderim, kederimmiş.

Karne alır gösteremezsin.Diploma alır, gururla sunamazsın.Hep bir yanın eksiktir.

İste, her insanın bir hikayesi vardır ya. Bu da b benim hikayemin birincisi.Birincisi"BABA" ikincisi"ANNE" olan.

Kıymetlilerimiz.Anne ve Babalarımız.Hakkını asla ödeyemeyeceğimiz.

Canım annem, babam.

Tüm vefat etmiş annelerimizin ruhları şad olsun..

Tüm ebediyete göç etmis babalarımızın" BABALAR GÜNÜ" kutlu olsun.Şehit olmuş babalarımızın da...Mekanları cennet bahçeleri olsun...

Hayatta olan babaların da" BABALAR GÜNÜ" mutlu geçsin.

İşte ben yine bugün" BABALAR GÜNÜ" NDE o küçük kızım.HÜLYA MURAT'IM.

DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZ,

Bugünkü satırlarım, makalenin bir konuşma havası içinde, senli benli olarak yazılan tarzı söyleşi( sohbet) seklinde oldu.Samimi ve içten...

Duygularım öyle yoğundu ki...O nedenle Haziran ayının benim için acı ve tatlı olan yanını sizinle paylaşmak istedim.

Yaz aylarımızın sağlıklı ve mutlu geçmesi dileklerimle...Hoşça kalın...

HÜLYA MURAT

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

ÖĞRETMENİ

Yazarın Diğer Yazıları