Nazlı Orta

AŞKIN HİSSEL OLGUSU

Nazlı Orta

İnanç ve kuşku arasında sürekli bir gidiş geliş vardır ve bu denge halini bozan çoğunlukla karşımızdaki kişinin davranışlarıdır. Eğer siz gerçek duygular yerine kişideki aldatıcı duyguların gerçekliğine inanıp büyütürseniz ona göre yaşarsınız. Bu da davranışlarınızla karşınızdaki kişiyi şüpheye düşürür. Dolayısıyla bu karşımızda ki kişinin huzursuz olmasına ya da paranoyaya bağlayarak mutsuz olmasına sebep olacaktır. Çünkü şüphe duygusu bir noktadan sonra içimizdeki olumlu her duyguyu sömürmeye başlayacaktır. Böyle bir durumda bocalayan kişi bir takım dengesiz, tutarsız tavırlar sergilemeye başlayabilir ama bu onu haksız yapmaz çünkü sizin davranışlarınız onu, buna sevk eder. İçimizde yaşadığımız kaos ile birlikte zalimce tanılar koyarak karşımızdakinin çıldırmasına sebep olacak kadar acımasızca sözler sarf edebiliyorsak  yaptığımızın yanlış olduğunu bildiğimiz için bu durumu örtbas etme çabasında olduğumuz gerçekliğiyle yüzleşmeliyiz ilk olarak. Tabi anlamak ve olayları pozitif bir eğilime çekmek istiyorsak. Gerçekten sevdiğinizde şüpheyle, baskıyla aşırı sahiplenmelerin olduğu durumlar biliriz ki sevdiğimizi bir kavanoza hapsetmek ve köleleştirmektir. Güven yerine inançsızlığı ve bağımlılığı büyütmektir. Oysa  insan sevme  güdüsüyle görebildiği kişileri cehennem kuyularına atmaz. Sakinleştirir, aşkla huzur verir, mutlu kılar, onunla birlikte nehir olup akmayı ve de tatlılıkla gönül almayı bilir. Haklı yada haksız olduğunu düşünmez yada bunun düşünülmesine sebep olacak bir ilişki yaratmaz. Diyelim ki sizi üst bilişle seven biri var, o zaman da gerçeklik algısını yitirecek kadar seven birinin çok istediği hayallerinin hepsinin mümkün kılınabileceği  gösterilmelidir. Çıldırtıp bu beni aşar yada bana ters demek yerine birlikte neleri aşabiliriz, içimizdeki aşkı, dostluğun tılsımını bozmadan daha güzel yaşamamız için neler yapabiliriz, demeliyiz. Önemsediğimiz kişilerin inancını bir an bile sorgulatacak durumlara mahal vermemeliyiz.Bunu çözümlerken de  günlerce susmamalıyız.  Bu herşeyi daha berbat etmekten öteye geçmez yok edici bir yıkıcılığa kaybedişe kapı açar. Ve ancak  kuşkularımızın tamamını yerin dibine gömersek rengarenk bir gökyüzünün varlığına yürekten inanmayı seçebiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları