Serkan GÜRTÜRK

BEN MERKEZLİ DÜNYA! 12 TESADÜF MÜ?

Serkan GÜRTÜRK

 

 

Yerel seçimlere sayılı günler kala siyasi arena yavaş yavaş hareketlenmeye  yüz tutarken, siyasetçilerin söylemleri de bir o kadar ilginç. Özellikle ilimizin kelli felli vekilleri topu birbirine atmaya başladı bile. Encümen listelerinin açıklanmasıyla birlikte en sert tepkiler Ak Parti mensuplarından geldi. Özellikle kulislerde çok vahim ve yüz kızartıcı iddialarda konuşulmaya başlandı. Ak Parti listesinde en büyük tepkiyi Bingöllü iş adamı Mehmet Tügen aldı.Tügen iki dönemdir Ankara’dan birilerinin siyasi baskıları sonucu seçilecek yerlere yazılarak Belediye Meclis Üyesi oluyor. Muhtemelen bu dönemde olacak gibi(!)Hele ki bu dönem listeye yazılma metodu ise tam bir fiyasko…Tügen’in hangi yetenek ve becerilerinden dolayı listeye koyulduğu ise tartışma konusu haline geldi.Encümen listeleri açıklanmadan önce mevcut Belediye Meclis üyelerinden hiç kimsenin listeye yazılmayacağı konuşulmaya başlandı.Daha sonra kamuda çalışan ve işçi statüsünde görev yapan kişilerin Belediye Meclisinde yer almayacağı sıklıkla dillendirilmeye başlandı. Gelinen noktada görüyoruz ki bu kriterlerin Ak Parti Genel Merkezi ile uzaktan yakından ilgisi yok.2014 yerel seçimlerinde kendine yakın adamı olmayan ve 31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerde  aday adayı olduğu Belediye Başkanlığına gösterilmemesi sonucu Ak parti İl Başkanı Ramazan Gürgöze bu dönem kendine yakın gördüğü sözünden çıkmayacak ve önümüzdeki siyasi süreçte kendine pay çıkaracak isimleri listeye yazarak en karlı siyasetçi olmanın mutluluğunu yaşıyor.Ucuz kurnazlığını da gözler önünde sergiliyor…

Peki şimdi eskilerden kimse yazılmayacaksa neden Mehmet Tügen özellikle 12’nci plakaya yazıldı.Pardon 12’nci sıraya(!)?Elazığ’ın abisi Mkyk üyesi Metin Bulut’un Tügen’in listeye yazılmasında herhangi bir rolü var mı?12’nin anlamı nedir?12 mesajı kime verildi? 12 tesadüf mü? Bu soruların cevaplarını önümüzdeki süreçte tüm çıplaklıklarıyla göreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın diyorum!

Mevcut Belediye Meclis üyelerinin hepsinde şaibe bıraktınız ve tek şaibesiz kişinin Mehmet Tügen olduğu mesajını vermeye çalıştınız. Bunun yanı sıra Encümen listeleri açıklanmadan Bine yakın Bingöllüyü bir araya getirerek  Başkan Adayı Şerifoğulları ve Mevcut vekillerin katıldığı toplantıda ki Bingöllü Aday Adayını  ve Bingöllüleri hiçe saydınız. Kamu çalışanlarından aldığınız başvuru ücretlerini de bence iade ediniz. Çünkü böyle kriter varsa kamu çalışanlarının başvurularını kabul etmeyecektiniz. Bu uygulama etik ve şık değil… Gemi batıyor naraları atarak ne kurtarsam hesabındasınız! Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil ama Allah aşkına şu listelerdeki insanların yaşantılarına ve ayyuka çıkmış iddialarına bakın! Allah Reis’in ve bu şartlarda seçime girecek olan Şerifoğullarının yardımcısı olsun. Umarım üstesinden gelebilir!

Muhalif düşünce demokrasinin bir gereği olarak siyaset hayatında hep olan ve olması gereken bir unsur olduğunu her zaman ifade ediyorum. İktidarı daha iyiye yöneltmek ve hatalarını en ince ayrıntısına kadar gözetleyip, bir nevi denetleyici olmak muhalefetin görevidir. İktidar da milletine ve memleketine en iyi hizmeti verebilmek ve aynı zamanda da muhalefete fırsat vermemek için tüm gücü ile çalışır, hizmetini yerine getirir.

Gazeteleri ve kendini ifade edebilen vatandaşları muhalefet veya tam tersi olarak iktidar destekçisi gibi görmek, onların yazdığı veya söylediği uyarıcı, ikaz edici, açıklayıcı veya övücü sözlere, yazılara siyasi kulp takmak, çok yanlış olacak hatta durduk yerde kutuplaşmalara sebebiyet verecektir. Yani objektifliği ile iyi yapılan icra atların da arkasında durabilecek kişi siyasetten kaybedilmesine neden olabilecektir. Eğer ikaz edici, uyarıcı, yapılan hatalara dikkat çekici bir yazı yayınladığında veya söz söylediğinde "siz muhalifsiniz, halbuki biz bu milletin başına gelmiş en büyük nimet'iz" anlayışına sahip olmak ve o şahıs veya o gazeteleri muhalefet partilerinin isimleriyle beraber anmak ne kadar yanlış ise, güzel icraatlar gündeme taşındığında, hayırlı işlere methiyeler, övgüler yapıldığında da sanki iktidar yalakası olarak algılamak bir o kadar yanlıştır. Yani Elazığlı seçmen siyasetçiden kulp takmayı değil icraat yapmayı beklemektedir!

Birilerinin hoşuna gitsin diye söz söyleyenler veya yazı yayınlayanlar, toplum tarafından ayırt edilmektedir. Gerek siyasi iktidara yakın gerekse muhalefetin sesi olarak kendi medyasını oluşturma gayretinde olanlar kendilerinden öncekilerden ders almalılardır. Vatandaş artık sadece duyduğuyla, okuduğuyla değil gördüğüyle ve aklıyla hüküm vermekte, kanaat belirtmektedir.

Ak Parti Elazığ Belediye Meclis Üyesi Şahin Kara’nın sosyal medya üzerinden yaptığı bu paylaşım son sözü söylüyor işte…Varın gerisini siz düşünün!

 

BEN MERKEZLİ DÜNYA

 

Benim olsun,

Benim akrabalarımdan olsun,

Benim köylüm olsun,

Benim hemşehrim olsun,

Benim milletimden olsun

 

Benim ya da bizim olsun,

Benden ya da bizden olsun,

Bana ya da bize yakın olsun,

Benim ya da bizim dediğimiz olsun,

Benim ya da bizim istediğimiz olsun.

 

DOĞRU, HAK, ADALET KİMİN OLSUN?

YA DA DOĞRUDAN, HAKTAN, ADALETTEN YANA KİM OLSUN?

 

Yazarın Diğer Yazıları