Serkan GÜRTÜRK

GEL DE ÇIK İÇİNDEN!

Serkan GÜRTÜRK

Daha önce üç kez satışa çıkarılan ancak alıcı bulamayan Elazığ’ın en değerli arsalarından biri olan Çaydaçıra Kavşağı’nda bulunan İl Özel İdaresinin eski hizmet binasının bulunduğu arsa dönemin Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ın önerisi ile bu kez kat karşılığı ihale edilmiş alınan 7 dosyaya rağmen ihaleye sadece bir firma teklif vermişti. İhale sonucu yüklenici firma; Özel İdarenin arsasının karşılığında 20 milyon nakit, 106 tane daire, 22 tane iş yerini Özel idareye vermeyi taahhüt etmişti. Şehrin en değerli ve en merkezi yerinde bulunan bu arazinin kat karşılığı ve o gün itibarıyla özel idare açısından oldukça karlı gibi gözüken ihalede ilerleyen aylarda ihaledeki imarının değiştirilerek emsal değer, kat sayışışında değişikliğe gidilmiş ve ihalede hiç olmayan bir blok da inşaat ilave edilmiş. Bu çerçevede başlayan ve devam eden ve projede 14 kat olarak düşünülen inşaat yükseldikçe yükselmiş ve sonunda otuz kata kadar çıkmıştı. İşte bu süreçler yaşanırken ilimiz 24 Ocak depremini yaşamış ve başta Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum olmak üzere çok sayıda bakan ilimize sık sık gelerek yapılan çalışmalar ve TOKİ projelerini denetlemişlerdi. Bundan üç ay önce yine Bakan Kurum’un ilimize gerçekleştirdiği ziyarette bu yükselen binayı görmüş ve “hayırdır” diyerek binanın neden böyle yüksek olduğunu sorgulamıştı. Bu soru karşısında milletvekilleri geri durarak dönemin Valisi Çetin Oktay Kaldırım, “satmaya çalıştık satılmadı, biz de kat karşılığı ihale ettik, sonradan imarında bir iyileştirme yaptık” gibi cümleler kursa da Bakan Kurum çok net bir ifade ile “biz vatandaşa binalar kesinlikle 5 kat yapılacak derken siz 30 kat bina yapıyorsunuz. Hem de 5 kat yapılan Dilek ve Petek sitelerinin karşısında ve 50 metre ötesinde” diyerek inşaatın durdurulması talimatını vermişti. Bakan Kurum’un bu çıkışı ortamı germiş ve herkes sus pus olmuştu. Susmuştu çünkü yapılan işin çok da izahı yoktu. Devlet, halka 5 katı önerirken ve bunun sonucu vatandaşın oldukça bir zararı olurken, Valilik kendi binası için 30 kata kadar çıkılabilecek bir proje yapmış ve hayata geçirmişti. Bu durum devlete olan güveni sarsacak ve hele hele Bakan kendisine her fırsatta “Murat 5 kat yapıyorsunuz değil mi? diye tembih ve ikazda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kulağına giderse bunun hesabını veremeyeceğini çok iyi bilen Bakan Kurum’un bu talimatı esnasında orada bulunan tüm zevat birbirlerine bakmış ancak, “rahat olun bir hal çaresine bakarız” rahatlığı ile Bakanı Ankara’ya uğurlamışlardı. Bakan Kurum Ankara’ya gitti ama gördüğü manzarayı unutmadı. İlgili kurumlara verdiği talimat gereği il özel idaresi arsası üzerinde yapılan inşaatın 14 kat ile sınırlandırılmasını ihtiva eden resmi yazısı Elazığ Valiliği’ne gönderdi. Karar gereği bugüne kadar yapılmış olan binalara dokunulmayacak ama yapımı devam eden bloklar 14 katile sınırlandırılmış olacak. Bu konu başta Elazığ Valiliği ve il özel idarenin gündeminde ve görüşmeler devam ediyor. Yapılan sözleşmede neler yazıyor, imar düzenlenmesinden sonra ilk ihalenin şartları nasıl revize edildi, bu durumda ortaya çıkan yeni konut ve işyerlerinden Valilik hissesine düşen sözleşmeye ilave edildi mi bilemiyoruz. Bu alanda yapılacak proje ve “Dönüşüm” için farklı firmalar Valiliğin talebiyle projeler hazırlamışken gelinen noktada iki önemli ve çok ciddi konu var. İlk ihalede 7 firma dosya almasına rağmen sadece bir firma ihaleye girdi. Demek ki bu ihalede belirtilen şartlar ağırdı ve avantajlı gelmedi. O haliyle yapılan ihalede şartlar sonradan değiştirildi. İmar planında iyileştirmeler yapıldı. Yani tüm yarışmalarda kuralların önceden belirlenmesi ve taraflara duyurulması ilkesi ihlal edilerek yarış başladıktan sonra kurallar değiştirildi ve bu kuralları bilmeyen yarışmacılar diskalifiye oldu. Olayı başka bir yönü ve açmazı da de ihaleyi halen yürüten firmanın kaybının ne kadar olacağı ve bunun nasıl karşılanacağı. Ortada Özel İdarenin elini kolunu bağlayan bir sözleşmenin olduğundan bahsediliyor. Bu konu mutlaka yargıya taşınacak ve korkarız ki “mücbir sebep” de bu konuda İl Özel İdaresinin elini güçlü kılamayacak. Dileğimiz o dur ki bu konu tarafların zararına değil de karşılıklı olarak yaşanan kayıpların nimet-külfet dengesi gözetilerek birlikte paylaşımı ve kamunun çok zarar etmeden sorunun çözümü.

Yazarın Diğer Yazıları