Zübeyde Duran

SİYASİ DÜŞÜNCELERİ BİR KENARA BIRAKIN

Zübeyde Duran

Atalarımız “Perşembenin gelişi, Çarşambadan bellidir” diye boşuna söylememiş…

2019 yılında yapılacak olan seçim trafiğinin ne derece çetin geçeceği 2018 yılının ilk ayından belli oldu. Siyasi arena tüm parti liderleri için oldukça hareketli geçiyor. Resmen karşılıklı söz düellolarına tanık oluyoruz.

CHP ve İYİ parti meydanlarda, sosyal medyada ve ekranlarda muhalefet olarak konuşurken Ak Parti ve MHP ise her konuşulana anında cevap vermekten geri kalmıyor.

Gündem o kadar hızlı değişiyor ki… Her gün yeni bir konu, yeni bir tartışma… Birini idrak edene kadar ortaya çıkan bir diğerini takip etmekte zorlanıyoruz adeta.

Yakın dönemde siyasette günlerce konuşulan birkaç konuyu hatırlayalım.

Aralık ayında günlerce konuşulan iddia… CHP Cumhurbaşkanımızın ve akrabalarının yurtdışına para gönderdiğine yönelik belgelerin varlığından bahsetti. Elinde bulunduğunu iddia ettiği belgelere karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan “Varsa götürün savcılığa teslim edin” dedi.

Sonrasında CHP Grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dair hiçbir belge açıklayamazken, basına dağıtılan dekontlarda paranın Türkiye'den değil, yurt dışından Türkiye'ye giriş yaptığı görüldü.

CHP ve HDP’nin referandum seçimi öncesi yapmış oldukları ittifak unutulmuş olsa gerek MHP başkanı Bahçelinin "AKP ile birlikte mücadele ederiz" açıklaması insafsızca eleştirildi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “MHP Genel Başkanı'nın AK Parti ile işbirliği arayışına girmesi şaşırtıcı. Sayın Bahçeli, bize tavsiye verecek mevkide değil, akıl fikir verecek mevkide değil. Siyasette nezakete, zarafete ihtiyaç var” dedi.

CHP, Ak Parti ve MHP ittifakı karşısında paniğe kapılmışcasına “Patron çıldırdı, dükkânı kapatıyor, anahtarı teslim etmeye gidiyor” dedi. Tabi ki anında cevabını aldı.

Yakın zamanda ise parti kongreleri gündemde yer aldı. CHP’nin pek çok il kongresi kavgalı gürültülü geçti.

İstanbul il başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımlar haklı olarak pek çok eleştiriye maruz kaldı. Hatta Savcılık tarafından suç duyurusunda bulunuldu.

Kaftancıoğlu eleştirilere cevap vermek adına düzenlediği basın toplantısında sadece bir tweet dışındaki tüm paylaşımlarının arkasında olduğunu söyledi. Bahsettiği tweet ise Cumhurbaşkanımızın annesi hakkında yapmış olduğu saygısız paylaşımdı.

Kaftancıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın annesine hakaret eden bir tweetin yanlışlıkla atıldığını belirterek "Sayın Erdoğan'dan gerçekten özür diliyorum. Annelere asla laf söyletmem. O sıra paylaşılan yüzlerce mesaj arasında gözden kaçmış. Tekrar söylüyorum, kendisinden samimi bir şekilde özür dilerim" dedi.

Dedi demesine de… Bir tweet nasıl yanlışlıkla atılır? Ayrıca konu bir özürle telafi edilecek bir durum mu? Sizin takdirinize bırakıyorum.

Siyasi arenadaki en son gelişme ise Eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu açıklaması oldu. Kocasakal’ın “Milletçe kenetlenmemiz halinde ancak üstesinden geleceğimiz sorunlarla karşı karşıyayız. HDP güzellemesi yapanlar Atatürk'ün partisinde siyaset yapamaz" açıklaması ise takdire şayandı.

İşte gündemimizi meşgul eden bazı siyasi konular… Şimdi siyasette eleştiri ve tartışma olur, olmazsa zaten siyaset olmaz. Fakat eleştirinin ve ağızdan çıkan sözlerin bir adabının, bir sınırının olması gerekir. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Fakat saygı duymak, konuşmasının üslubuna dikkat etmek zorundadır.

İç siyasette bunlar tartışılırken düşmanlarımız boş durmuyor. ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon, Suriye'deki ortaklarıyla yeni bir sınır güvenlik gücü kuracağını açıkladı.

30 bin kişiden oluşturulması hedeflenen gücün terör örgütü YPG'nin liderliğinde ve Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) komutası altında olacakmış. Görevi ise sınırda güvenlik noktaları kurarak Türkiye-Irak sınırını kontrol etmekmiş.

CIA ve Pentagon tarafından yeni oluşum için teorik ve teknik bilgiler ile silahlı eğitim verildiği, PYD/PKK'ya son teknoloji telsiz, dinleme istasyonu ve sinyal istihbarat ekipmanları transfer edildiği de gelen haberler arasında...

Ülke olarak oldukça hassas bir dönemden geçiyoruz.

Şu anda her konuda muhalefet olmak yerine konuşulması gereken çok daha önemli konular var. Gözünü ülkemize dikmiş, türlü oyun ve plan içerisindeki pek çok ülkenin, ülkemizdeki siyasilerin tartışmalarını, söz düellolarını ne denli zevk alarak izlediklerini tahmin etmek hiç de zor değil. Adeta ekmeklerine yağ sürülüyor.

Siyasilerden öncelikle ellerini vicdanlarına koyarak Cumhurbaşkanı olmak istedikleri ülkemizi tehditlere karşı savunmalarını bekliyoruz.   

Zaman, tüm dünyaya birlik ve beraberlik mesajları verme zamanıdır. Siyasilerin sorunları masaya yatırıp, haksız eleştiriler yapmadan, birbirlerini yıpratmadan, devlet yanında yer alarak çözüm önerileri sunma zamanıdır.

Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisi, Sünnisiyle biz Türk milletiyiz. Bağımsızlığımız uğruna tarihe altın harflerle geçmiş pek çok zaferin sahibiyiz. Vatanımız tehlike altına girdiğinde diğer milletler gibi başka ülkelere sığınamayız. Özgürlüğümüz, Vatanımız olmadan yaşayamayız.

Bu nedenledir ki, siyasi düşünceleri, çıkar kavgalarını bir kenara bırakıp, “Mevzu vatan ise gerisi teferruattır” düşüncesine sahip olma zamanıdır. Tüm dünyaya, “Ülkemizin varlığını, bütünlüğünü, bağımsızlığını korumak için tek yumruk olur, yılanın başını ezeriz” mesajını verme zamanıdır.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları