Milletvekili Erol, 'Büyük Bir Sorumluluk Alıyorum' Diyerek Elazığ'lılara Çağrı Yaptı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, 31 Mart yerel seçimlerine saatler kala yeni mektup kaleme alarak Elazığlılara çağrıda bulundu.
Milletvekili Erol, 31 Mart seçimleri için tarihi bir çağrıda bulundu. Elazığlıların kendisine bir şans verdiğine ve bu şansı boşa çıkarmadığına değinen Erol, sadece bir dönemliğine Elazığ'da değişim isteyen her kesimden insanın emanet oyuna talip olduklarına değindi. Bu doğrultuda büyük bir sorumluluk aldığını dile getiren Erol, başarılı olamazsa Elazığlıların kendisine bir daha ne Milletvekilliği ne de belediye seçimlerinde oy vermemesini vurgulayan bir iddiada bulundu. İşte Milletvekili Erol'un kaleme aldığı o mektup:
ELAZIĞ'IMIZ KENDİNE YAKIŞIR ŞEKİLDE BU SÜRECİ TAMAMLAMIŞTIR
“Güzel bir kampanya süreci yaşadık. Ben bu kampanya süresi içerisinde bütün siyasi partilerimizin Milletvekillerine, belediye başkanı adaylarına, il başkanlarına ve örgütlerine teşekkür ediyorum. İlimizde bir gerginlik olmadı. Bütün adaylar inanılmaz bir emek verdiler. Yoğun bir kampanya süreci yaşadılar, kendilerini anlattılar. Tabi doğal olarak vatandaşlarımız, Elazığlı hemşehrilerimiz sandığa gidecekler ve ilimizin belediye başkanını seçecekler. Elazığ'da, nezaket kurallarına son derece uygun, hoşgörülü ve projelerin konuşulduğu, tartışıldığı bir süreç yaşandı. Bu da Elazığ için bir kazanımdır. Bütün aday arkadaşlarıma başarılar dilerim.
NEDİR BU SÜREKLİ VURGULADIĞIMIZ SOSYAL BELEDİYECİLİK?
Doğal olarak herkes yarışacak ama bir kişi seçilecek. Her aday da doğal olarak kendisi iddialı görüyor. Bu dönem diğer yerel seçimlerden farklı oldu. Şundan dolay; biz sosyal belediyecilik üzerine bir kampanya yürüttük. Yani belediyenin asli görevleri vardır. Bir park, bahçe, kaldırı, asfalt yapımı, altyapı gibi. Bunlar belediyelerin rutin yapması gereken işler. Normalde her yerin belediyesinin yapması gereken, yasal sorumluluğu olan işler. Ancak sosyal belediyecilik böyle değil. Daha çok belediye başkanının yetkisini ve belediye bütçesini kullanırken ki tercihidir. Sosyal belediyecilik aslında sosyal demokratların bir uygulamasıdır.
SOSYAL BELEDİYECİLİĞİN MİMARININ BİR HEMŞEHRİMİZ OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Bunların fikir babası da uygulayıcısı da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Allah rahmet eylesin, Vedat Dalokay ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızı yapan Ahmet İsvan'dır. Ama bugün Elazığ'da ilk defa parti ayrımı yapmaksızın bütün adayların sosyal belediyecilik üzerine bir siyaset söylemi geliştirmeleri, Milletvekillerinin bir siyaset söylemi geliştirmeleri bizim bu şehre bir değer, yeni bir anlayış, hizmette farklılık, insan ve çevre odaklı duyarlılık kattığımızın göstergesidir. Söylemlerimiz demek ki sokakta karşılık gördü ki bütün partilerin adayları da sosyal belediyecilik üzerinde, insan öncelikli programlar yaptılar ve bütçelerini bu konuda nasıl kullanacaklarını anlatarak bir söylem oluşturdular. Bu durumundan kazançlı çıkan Elazığ oldu. Yani karşılıklı bir kutuplaşma yerine farklılık yarattık ve bu farklılık da sokakta karşılık gördü.
BELEDİYEYİ BORÇLANDIRMADAN NASIL HİZMET VE PROJE ÜRETECEĞİZ?
Belediyelerde herkes her türlü hizmetle ilgili söylemlerde bulunabilir. Altyapı, tramvay, teleferik, çevre düzenlemeleri, yeni donatı alanları, otoparklar bu tarz söylemlerin hepsi doğrudur. İnsanlar bununla ilgili bir iddia ortaya koyabilirler, proje olarak kampanyalarında kullanabilirler ama bizim farkımız yapacağımız hizmetleri belediyeyi borçlandırarak yapmayacak olmamızdır. Bugün belediyeyi borçlandırarak hizmet sıralaması yapmak işin en basiti ve en kolayıdır. Biz hizmetleri yapacağız ama belediyeyi borçlandırmadan yapacağız. Peki bunu nasıl yapacağız? İstanbul, Ankara gibi belediyelerin bütün imkanlarını buraya seferber edeceğiz. Hem teknik kadrolarını hem bürokratik kadrolarını hem de ekonomik bütçelerini buraya seferber edeceğiz. Bir örnek vereyim; mesela diyebilirler ki “belediyeler kendi sorumluluk alanlarındaki hizmetlerde ekonomik sıkıntı yaşarken yaparlar mı?” İstanbul Büyükşehir Belediyesi Elazığ'a 600 milyon TL'lik okul yaptı. Ankara ve İzmir belediyelerimiz aynı şekilde. Yani bütçeleri bu işlere yeterli. Elazığ Belediyesi'nin bütçesi 4,5 milyar lira iken İstanbul'un 520 milyar. Neredeyse 120-130 katı. Böyle devasa bir bütçeyle sizin buraya getireceğiniz 1-2 milyarlık yatırım hiçbir şey. Böylesine devasa bir bütçeyi yönetiyorlar.
DEVASA BÜTÇESİ OLAN BELEDİYELERİMİZ TÜM İMKANLARIYLA ARKAMIZDA OLACAKLAR
Türkiye'de bütçesi büyük olan bütün belediyeler CHP'de. Onlar için Elazığ'a bu hizmeti getirmek bütçelerine yük getirmiyor ama Elazığ için önemli. Sanırım altyapı için kullanılan kredinin miktarı 1 milyar 200 milyon lira seviyesinde ancak bizim bir okulumuzun bütçesi 600 milyon lira. Yalnızca bir tanesi. Altyapı kredi ile yapılıyor ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi hiçbir sorumluluğu olmadığı halde Elazığ'da deprem sonrası bu şehirde bir katkısı olması ve eğitim hayatına destek vermek için 600 milyon lira hibe yatırım yaptı. Bizim farklılık olarak söylediğimiz bu. Her belediye başkan adayının projesi kendisine göre doğrudur, bununla ilgili iddia ortaya koymaları gayet uygundur ama önemli olan hizmeti borçlandırarak yapmak değil şehre yeni değerler katarak yapmaktır ve belediyenin bütçesini de sosyal politikalarda kullanmaktır.
BELEDİYEMİZİN KENDİ BÜTÇESİNİ NASIL DEĞERLENDİRECEĞİZ?
Bizler hizmetlerimizi hibelerle yaparken belediye bütçemizi nerede harcayacağız? Emeklilerimiz çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Bir çay içmeye bile bütçeleri elvermiyor. Akşama kadar PTT Meydanında zamanını öldürüyor. Emeklilerimize belediye bütçesinden ayda 2 bin lira sosyal denge yardımı yapacağız. Daha sonraki aşamalarda da emeklilerimizin rahatça oturabileceği emekli evleri açacağız. Kreşler yapacağız. Bu projemiz de Elazığ'da inanılmaz bir karşılık buldu. İnanılmaz bir kreş ihtiyacı var ve Elazığ Belediyesi'nin bir tane kreşi yok.
BİZ NEDEN KİTAPÇIĞIMIZA DEVASA PROJELER KOYMADIK?
Kulaktan dolma laflarla, iki tane adamın söylediği şeylere göre biz bir proje üzerine yürümeyeceğiz Türkiye'de ve dünyada konusunda en uzman insanlarla çalışarak bu kenti planlayacağız. Altyapı, teknik donatılar, trafiğin düzenlenmesi, yeşil alanlar, çevre düzenlemeleri, kentsel dönüşümle ilgili projeleri kitapçığımıza koymadık. Neden? Bunların hepsi profesyonelce düşünülmesi gereken konular.
NEDİR BU EMANET OY?
Bu seçimde bir tek şey istiyoruz. Emanet oy. Bize güvenin ve bu seçimde emanet oy verin. Nedir bu emanet oy? Bir dönemlik oy istiyoruz. Bizi denesinler çünkü ben denenmiş bir siyasetçiyim. Ben Elazığ'a geldiğimiz zaman genel merkezimiz bile “bu adamın seçilme şansı yok” diye gönderdi. “Elazığ'a gitsin, bu seçimi kaybeder zaten, Elazığ'da Aydın Güven Gürkan bile seçilemedi” söylemi vardı. Buraya geldim. Buradaki siyaset dilimiz, Tunceli'de teröre karşı duruşumuz kamuoyunda bir karşılık gördü. İlk dönem ittifakla seçildim. Partimizin 18 bin oyu vardı. 38 bin oy aldım. İttifak olmasaydı o dönem seçilemiyordum ama oylarımızı artırdık. Vatandaş bana bir şans verdi. Arkasından bir deprem süreci yaşadık ve o süreçte benim siyaset dilim, vatandaşla olan ilişkilerim, bu şehirdeki mülkiyet haklarıyla ilgili süreçleri takibim, bakanlarla olan ilişkilerimiz, Elazığ'ın sorunlarının sahiplenilmesi ve gündeme getirilmesi bir sonraki seçimde oylarımızı yüzde 105 artırmamızı sağladı. Türkiye'de tarihi bir rekor kırdık. Eğer ben denenmemiş olsaydım, vatandaşlar benim gibi bir siyasetçiyi tanımayacaktı, Elazığ'da CHP'li bir Milletvekilinin aslında bu kentin değerlerine, sorunlarına nasıl katkı vereceği konusunda bir düşüncesi olmayacaktı.
BU DENEME SİZLERE NASIL BİR FAYDA SAĞLADI?
Her zamanki gibi “CHP din ve devlet düşmanı, bunlar zaten her şeye karşı” söylemiyle burada bir siyaset planlaması olacaktı ama ben seçildikten sonra dengeler değişti. Değişenler ise benim dönemimde seçilen Ak Partili Milletvekilleri oldu. Onlar listeye bile giremediler ama ben tarihi bir rekorla seçildim. Eğer kötü bir sınav vermiş olsaydım 38 bin oyu belki de 18 bine düşürecektim. İnsanlar 2018'de bana bir fırsat verdiler, o fırsatı ben doğru kullandım, doğru işler yaptım, halkın ve Elazığ'ın Meclis'teki sesi oldum, ulusal kanallara çıktım, Cumhurbaşkanımız ve bakanlarla görüştüm, sorunları gündeme getirerek rekor bir oyla bir daha seçildim.
GERÇEK BİR DEĞİŞİM NASIL OLUR?
Elazığ'da 1950 yılından 2024 yılına kadar geçen bu 74 yıllık süre içerisinde CHP çatısı altında seçilen bir tane belediye başkanı yok. Sosyal Belediyeciliğin ne olduğu konusunda Elazığ'ın bir fikri yok. CHP'li bir belediye başkanının nasıl bir belediye yöneteceğini, kamu düzenini, bütçe disiplinini nasıl getireceğini, önceliklerinin ne olacağını kimse denemedi. Denenmişlik olmadığı için de bizim ne yapacağımızı bilmiyor. Bu 74 yıllık süre içerisine Elazığ'ı hep sağ partiler yönetti. Sadece isimler değişti, yönetim anlayışı değişmedi. Yönetim anlayışı değişmediği için isimlerin değişmesinin bir anlamı yok. Ancak biz kazanırsak Elazığ'da gerçek bir değişim olacak.
ELAZIĞ'DA DEĞİŞİM İSTEYEN TÜM KİTLELERE SESLENİYORUM
Çok büyük bir sorumluluk alıyorum, biz eğer onlar gibi davranırsak, bu şehrin sorunlarını çözmezsek, adil bir belediyecilik anlayışı getirmezsek, fakir fukaranın sorunlarını çözen ve herkese eşit davranan bir belediyecilik yapmazsak Elazığ sokaklarında bizi gezdirmeyin. Bir daha ki dönem oy da vermeyin. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Bize bir dönem emanet oy verin. Yıllardır zaten Ak Parti'ye oy verdiniz. Hayatınızda bir şey değişti mi? Değişmedi. Hala aynı sorunlar. Elazığ'ın klasik sorunları devam ediyor. Ekonomi kötüye gidiyor. Elazığ'daki yaşam standartları kötüye gidiyor. Borçlu bir belediye var. Bir dönem de bize şans verin ve bakın belediyeyi nasıl yöneteceğiz. Doğru yönetiyorsak bir daha oy verin ama doğru yönetmiyorsak ne Milletvekilliğimize ne de belediye başkanlığımıza oy vermeyin. Bize bir şans verin, size hizmet edelim. Adil bir belediyecilik anlayışıyla olması gereken her işe imza atalım ve yalanla, dolanla siyaset yapmayalım. Gerçekler üzerinden siyaset yapalım ve gerisi sizin takdirinize olsun. Elazığ'da değişim isteyen kitlelerin, Ak Parti belediyeciliğinin değişmesini isteyen kişilerin, milliyetçilerden, ülkücülerden, muhafazakarlardan, Elazığ'ın merkez sağından herkesten bu dönem oy istiyorum. Değişimin gerçek adresi Cumhuriyet Halk Partisi'dir çünkü ikinci parti ve alternatif partidir.