Yaycı, 'Devlet Aklıyla Değil Millet Aklıyla Hareket Edilmeli'
Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen 'Ateş Çemberinde Türkiye'konulu konferans veren Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, teröristbaşı Öcalan'ı meclise davet eden aklın devlet aklı olmadığını, ülkenin milletin aklına ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Mavi vatan doktrinini geliştiren Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Ateş Çemberinde Türkiye” konulu konferans için Elazığ'a geldi. Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Serkan Gürtürk tarafından karşılanan Doç.Dr.Yaycı, Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu,Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş ve Elazığ Emniyet Müdürü Adnan Karayel ile görüştü. Doç. Dr. Yaycı, daha sonra konferans için Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'ne geçti.
Düzenlenen konferansa Fırat Üniversitesi Rektör yardımcıları, siyasi parti il başkanları, STK temsilcileri,bürokratlar,
basın mensupları ile çok sayıda davetli katıldı.
Türkiye olarak çok zor bir coğrafyada bulunduğumunu ifade eden Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Serkan Gürtürk, konuşmasında şu görüşlere yer verdi.
“Tarih boyunca tüm güçlü devletlerin mücadele alanı olarak seçtiği ve türlü planlar yaptığı stratejik önemi oldukça fazla olan bir bölgenin ülkesiyiz.
Asırlarca Ortadoğu'ya hükmetmiş, bu bölgede yaşayan insanlara adalet, özgürlük ve eşitlik götürmüş Osmanlı'nın emperyalist ve sömürgeci planlarla bu topraklardan uzaklaştırılmasından sonra, Ortadoğu huzur ve barışı kaybettiği gibi başta petrol olmak üzere birçok kaynağını da batılı sömürgecilere kaptırdı.
Etnik köken, ırk, mezhep, aşiret ve değişik farklılıkları kaşıyarak bölgede önce ülkeler arasında sonra da her bir ülke içindeki değişik kesim ve katmaları birbirine düşman edip çatıştırmayı başaran emperyalist üst akıl, ne yazık ki buna her defasında muvaffak oldu.
Bölgeye sözde barış ve huzur getirmek adına batılı ülkelerin her bir adımı, hem bu ülkelerin kaynaklarını sömürmek hem de halkalarını birbirine düşürerek iç çatışmalara zemin hazırlamak olmuştur.
İbn-i Haldun'un “coğrafya kaderdir” sözü doğrudur lakin bu kaderi yaşamak her zaman kader değildir.
İç ve dış tehditlerden arınmış bir ülkede yaşamak istiyorsak, çevremizde olan bitenlere ve hayata geçirilmek istenen senaryolara kayıtsız kalamayız. Kafamızı kendi sınırlarımız içine gömerek kendimizi ve ülkemizi tehlike ve tehditlerden koruyamayız.
Son yıllarda özellikle mavi vatan tezi ile bölgemizde küresel güçlerin planlarını alt üst eden stratejik hamleler ve Türkiye'nin sınırlarını güvence altına almak adına bölgedeki varlık sebebini anlamayan hatta bunu gereksiz görenlerin ne kadar haksız olduğunu ve ülkemizin hamlelerinin ne kadar doğru ve isabetli olduğu bir kez daha değerli paşamızın ağzından dinlemiş olacağız.
Ateş çemberinde olan bir Türkiye var ancak bu çemberi milli çıkarlarını koruyarak hatta dünya üzerindeki stratejik önemini ve misyonunu güçlendirmeye vesile olarak gören milli hassasiyetleri önceleyen güçlü bir irade de ülkemizde var”dedi.
YAYCI: “OLMAYACAK DEDİĞİMİZ GELİŞMELERİ YAŞIYORUZ”
Ülkemizin gündeminin sıklıkla değiştiğini ifade eden Doç. Dr. Cihat Yaycı, terör örgütü lideri ile pazarlığın geçmiş tarihimize ve şehitlerimize haksızlık olduğunu ifade etti.
Devletin terörle mücadelede yetersiz ve etkisiz olduğu anlamına gelecek bir şekilde konuyu terör örgütü lideriyle görüşme talebinin yanlışlığına dikkat çeken Yaycı; “Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir garabet görülmemiştir.Siz terör örgütü elebaşını meclise davet ederek terörü bitirmek isterseniz ne terör biter ne de ülkenin sorunları çözülür. İspanya bunu denedi ancak muvaffak olamadı”dedi.
“DEVLET AKLI DEĞİL MİLLETİN AKLI LAZIM”
En milliyetçi bilinen bir siyasi parti genel başkanının terörist başına çağrısına farklı bir anlam yükleyip bunu devlet aklı olarak lanse eden çevrelere de yüklenen Yaycı, “15 Temmuz hain darbesi de gösterdi ki devlet aklının yetersiz ve etkisiz kaldığı dönemde milletin aklı devreye giriyor ve ülkeyi kurtarıyor.15 Temmuz"da devletin tüm kurumları aciz kalırken, MİT darbeden habersizken, gecenin ilerleyen saatlerinde milletimizin aklı devreye girmiş ve ülkeyi önemli bir tehlikeden kurtarmıştır” dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE İHİYAÇ YOK
Türkiye'de yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulmadığını ifade eden Yaycı, mevcut anayasamız oldukça özgürlükçü, temel hak ve özgürlükleri koruyan bir özelliğe sahip. Bugün yapılan tartışmaların temelinde ilk dört maddenin değiştirilmesi var. Bunun da amacı anayasadan Türk ifadesini kaldırmak. Bu olursa Türk Silahlı Kuvvetleri ibaresindeki Türk kelimesi çıkacak.Asıl burada özellikle üzerinde durmamız gereken Anayasanın 42.ve 66 maddeleridir.Bu maddelerde yapılmak istenen değişiklik ülkemizi bölmeye yönelik bir girişimin parçası olacaktır ”dedi.
Konferansın ardından FHGC Başkanı Gürtürk, Doç. Dr. Yaycı'ya plaket takdim ederek yoğun programlarından ötürü memleketi Elazığ'a zaman ayırdığı için teşekkür etti.