Derin Sessizlik
Birçok ulusal ve yerel medyada Elazığ Valiliği Özel Kalem Müdürlüğüne istisnai kadroyla atanan Tunceli nüfusuna kayıtlı İbrahim Enes Somyürek ile ilgili, yetkili ağızlardan hala bir açıklama gelmedi.
Birçok ulusal ve yerel medyada Elazığ Valiliği Özel Kalem Müdürlüğüne istisnai kadroyla atanan Tunceli nüfusuna kayıtlı İbrahim Enes Somyürek ile ilgili, yetkili ağızlardan hala bir açıklama gelmedi.
Kamuoyunda infial uyandıran böylesine önemli bir konuda açıklama gelmediği gibi, İlimiz Valisi Ömer Toraman, tam da bu sıcak gündemin arasında “iade-i ziyaret” adı altında basın kuruluşlarını gezerek oluşan kara bulutları dağıtmak ve algıları tersine çevirmek gibi anlamsız bir davranışın içine girdi.
Bu konuda konuşması beklenen her ne kadar ilimiz Valisi ise de olayın perde arkasındaki asıl siyasi isimlerden de ilginç bir şekilde “vaka-yı adiye” anlayışına yıkılma rahatlığı var.
Gazetemiz sahibi Serkan Gürtürk, sırf Ak partili diye kamunun bir çok kurumlarında çalıştıktan sonra 657 sayılı yasa kapsamında tepeden inme devlet memuru yapılarak ışık hızıyla yükseltilerek en son Elazığ Valiliğinde, teamüllerin aksine istisnai kadroyla devlet memuru yapılmasında katkısı olduğunun inandığı kişilerle telefonla bizzat görüştü.
Oyun kurucu olarak bilinen, söz konusu şahsın nişan, düğün ve her türlü sosyal etkinliğine katılan milletvekili ile yapılan görüşmede ifade edilen şey; “o kadar abartılacak bir şey yok. İstisnai kadro hemen her Vali ve Belediye Başkanı tarafından kullanılan rutin bir atama şekli ve yöntemidir” cümlesidir.
İşin ilginç tarafı, ilimiz basın kurumlarını ziyaret eden Vali Ömer Toraman’ın da konuya aynı minval üzere yaklaşması ve aynı mealde cümleler kurması ve olayı sıradanlaştırmasıdır.
İki isimden de aynı cümleler sadır oluyorsa, bu cümleler en büyük oyun kurucu olan Bakan’ın cümleleridir.
Bu konuda belki de en masum ve suçsuz olan Vali Toraman’dır. Devlet tecrübesi gereği, “şu Bakan aradı, mecburen yaptık” diyemediği için susmayı ve konunun soğuması ve unutulmasını bekliyor.
Ancak şu gerçek unutuluyor. Sayın Vali belki en üst amiri olan sayın Bakan’ı kırmadı ve bu atamayı yapmak zorunda kaldı. Zira Bakan’a hayır deme gibi bir lüksü olamazdı. Deseydi de zaten ilk kararnamede merkeze çekilmek gibi bir gerçeklikle yüzleşecekti.
Eninde sonunda Vali de şehrimizden başka bir göreve atanacak Bakan da günün birinde affını isteyecek. Oyun kurucu Milletvekilinin de zaten Elazığ ile resmi hiçbir bağlantısı yok.
Bu meselenin altında ilimiz Milletvekilleri ve birilerinin şahsi ikbal, gelecek ve kariyer planlamalarına alet eden Ak Parti kalacak.
Başka bir ifadeyle söyleyelim; bu talimatı veren Bakan, bunun yapılması için siyasi nüfuz kullanan İstanbul Milletvekili, bu sürecin sekretaryasını yapan ilimiz sınırları içinde olmayan bir ilçe Belediye Başkanı, prosedürü yerine getirerek yazışmaları yapıp İbrahim Enes Somyürek gibi hiç bir özelliği olmamasına rağmen seçkin, seçilmiş ve kutsanmış bir ismi istisnai kadroyla özel kalem müdürlüğüne atayan Vali Toraman’a bu şehir insanının hiç bir yaptırımı olamaz. Zira Vali devlet memuru, diğer siyasiler de Elazığ dışında siyaset yapan kişilerdir.
Hele hele gücüne, yeteneğine ve dehasına hayran kaldığımız- ki bunu ironi olarak söylemiyor, adamı gerçekten takdir ediyoruz” İbrahim Enes Somyürek, bu kaotik ortamdan en şanslı çıkan ve Tunceli İl Özel İdaresi Genel sekreterliğine vekaleten atanmasındaki kutsal yolun taşlarını çok seri olarak döşeyen ve makama oturan kişi olarak en şanslı, en bahtlı ve en ballı insandır.
Ve fakat bu olayın en bahtsız bedevisi ve kasada acı hesabı ödeyicileri, İlimiz siyasileri ve buna onay veren, destek sağlayan, bu olmasa dahi sessizliği ile buna cevaz veren ve haksızlık karşısında susan diğer aktörlerdir!
Bu konuda Ak Parti İl Başkanı Sayın Şerafettin Yıldırım’ı ayırmak ve hakkı teslim etmek gerek. Zira kendisi daha ilk haberimizde bizleri arayarak, konudan ne bilgisi,ne konuya dahili olduğunu ve olayın tasvip edilemeyecek kadar yanlış olduğunu dile getirmişlerdir.Aynı zamanda ilimiz Milletvekillerinin bu konudan ilgisinin olmadığını ifade etmiştir.
Söylememiz şudur ki, bu uygulama ile Milletvekillerimiz dışında herkes mutlu mesut ve gelecek planlamasını yapmış ve günün sonunda acı reçete ve kötü son Milletvekillerimizi bulmuştur.
O zaman sıradaki parça size gelsin!.. “Olmasaydı sonumuz böyle…”