Elazığ'da 'Geçinemiyoruz' Eylemi!
Türk-İş Sendikasına bağlı işçiler, Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü önünde, bir saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Türk- İş Konfederasyonuna bağlı Yol- İş Sendikası Elazığ Şubesi üyesi kamu işçileri bugün Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü önünde bir saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Tüm Türkiye’de eş zamanlı gerçekleşen eylemde işçiler taleplerini dile getirerek, hükümete seslendi. Eyleme Türk - İş ve Yol - İş 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Kara, sendika yönetim kurulu ile çok sayıda işçi katıldı.
İş bırakma eyleminin ardından basın açıklaması yapan Yol – İş Elazığ Şube Başkanı Mehmet Kara, toplumun yaşam şartlarının her geçen gün ağırlaştığını belirterek, halkın büyük bir kesiminin geçim sıkıntısıyla mücadele ettiğini ifade etti.
Yaşanan sorunlara dikkat çekmek için geçtiğimiz aylarda tüm Türkiye’de eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdiklerini ve seslerini duyurmaya çalıştıklarını ifade eden Başkan Kara yapılan tüm bunlara rağmen bir sonuç alınamadığını belirterek; “ Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık. Ardından 26 Ağustos’ta Tekirdağ/Çerkezköy’de, 3 Eylül’de ise Zonguldak’ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.” dedi.
Geçmiş yıllarda da birçok ekonomik krizin yaşandığını ancak bu dönemde olduğu kadar hiç bir zaman yoksulluğun yaşanmadığını belirten Başkan Kara şu ifadelere yer verdi;
“Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır. “
Ülkemizde ki, gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerektiğini ifade eden Başkan Kara; “ Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.” dedi.
Toplu iş sözleşmelerine göre geçtiğimiz günlerde işçilere verilen yüzde 18,30’luk enflasyon farkının diğer işçiler arasında huzursuzluk yarattığını belirten Başkan Kara açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık. Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.“