Fihi ma fıh.. (Serkan ÖZER Misafir Yazar)

Dünyanın bugünkü siyasal sosyal yapısını bir düşünelim.Coğrafyaları ele alalım.Bugüne kadar yaşanan onca olayı bir bir ele alıp değerlendırelim.

Fihi ma fıh.. (Serkan ÖZER Misafir Yazar)
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dünyanın bugünkü siyasal sosyal yapısını bir düşünelim.Coğrafyaları ele alalım.Bugüne kadar yaşanan onca olayı bir bir ele alıp  değerlendırelim.Bunu biz mi yapacağız demeyin Allah aşkına.Herşey elimizin altında açıp inceleyelim. Dünyada o kadar insanlığın tarihini doğasını sosyal yapısını kültürünü etkileyen olaylar oldu ki bunları bir bir sayamazsınız. Bu gün’de aynı olayları tekrar yaşıyoruz. Bir coğrafyadan diğer coğrafya’ya bir sürü göç var.Bu göçler planlı olabilirde. Ancak şu bir gerçek ki tarihteki göçler insanlığın kaderine etki etmiştir. Acaba Suriye bilinçli bir şekilde mi tasfiye ediliyor. Göçe zorlananlar ve orada bırakılanlar kimler..? Birileri bu coğrafyada yeni insanlarla yeni medeniyetler mi kuracak. İçlerinde kalan ukdeyi ya da kendilerine vaadedilmiş olduğuna inandıkları toprakları mı  tasfiye ediyorlar? Irak suriye Afganistan ve hatta ülkemizde de bu yönlü beklentisi olan akımlar oyunlar mı tertip ediyorlar ? yani fihi ma fih mi? Ülkemiz de tezgehlanan terör olayları ile bölge insanımızı o gün göçe zorlayanlar yani terör belası ,bugün farklı ülkeler de demokrasi insan hakları ve radikal güçler kullanılarak planlı bir  göç  tertibi olamaz mı ? Dünyada Sosyoloji ve sosyal alanda çok profosyonel Çalışma var bu bir gerçek. Dünyayı hizaya sokmak ve şekillendirmek istiyorlar. Sosyal dokuyu  şekillendirmek için, istedikleri geleceği inşa etmek isteyenler, Bilimsel tüm imkanları ve tüm güçleri kullanıyorlar.Örneğin Almanya ya giden göçmenler orayı gelecek yüz yılda nasıl şekillendirecekler ve bu göç Avrupa’da nasıl bir sosyal kültürel ekonomik demografik yapı oluşturulacak hep bir plan dahilinde yapıldığı kanaatindeyim. Onun için bu göç konusunuda bizlerin çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. iş gene Sosyolojiye dayanıyor ve kurtuluşu, gerekli aci ve gerçek reçeteyi bunların hazırlaması gerekmez mi ? Toplumu doğru bilgilendirsek.Doğru davranış ve doğru tepki oluşmaz mı ? Sadece yabancı düşmanlığı üzerinden hareket edilirse bunun sonu nereye gider. İşte bu yüzden Sosyolojinin tam zamanı değil mi ? Evet Onlar bu verileri ve analizleri değerlendirip yeni planlar ve stratejiler geliştirirken Vicdani ahlakı ve etik, her türlü ideolojik düşüncenin dışında kalarak bu konuları değerlendirmeli değiller mi. Aynı zamanda toplumumuza da bu konuda gerçek bilimsel bir doyuma kavuşturabilirler. Aynı zamanda gençlerimizin bilinç altına yerleştirilen aç kalacağız açıkta kalacağız konusunuda gidermek gelecek endişesine kapılıp hayatlarını korku ve nefret üzerine inşa etmemeleri gerektiğine ikna etmek gerekmez mi? Sadece su vermemekle bu işin çözülemeyeceğini kamuoyuna deklere etmeleri gerekmez mi. Evet kimden bekliyoruz bu işleri derseniz kısaca tekrar edeyim Sosyologlarımızdan ve Sosyal Bilimden. Ben  nacizane dünyada her şer görünen göçten bir hayır çıktığına inanıyorum. Orta asyada kuralık olunca Dağıldıdımız gün bu günumüzü bizi inşa etmeye başladığımız gün olmuştur. Yerlerinden yurtlarından çıkartılan tüm peygamberler yeni bir medeniyet inşa etmiştir. Ben elbetteki bu saydığım ülkelerden bu amaçsız ve çirkef savaş yüzünden hiç kimsenin göç etmesini asla arzu etmem. Kim ister ki zeytinlik bağlarını bahçelerini evlerini arabalarını annesini babasını çocuğunu ve hatta ölüsünü mezarını kısaca vatanı nı bırakıp bir valiz bi canla başka bir ülkede sığınmacı olmayı. Bülbülü bililirsiniz altın kafeside. Dileriz Dua ederiz ki bu çirkin pazarlık biter. insanlar vatanlarında kalır .inanin ki suriye de Akdeniz ülkesi ve biz de yetişen cennet meyveleriyle dolu bir de petrol var. işte değerli dostlar göç bir kaderdir. Muhacirin dışindakilerin yazdığı bir kader. O yüzden sabırla hikmetle iyi niyetle bu konulara bakmalıyız. Biz demiyoruz ve istemiyoruz her  gelen bize gelsin. Ancak inanın ki  ben Almanya da şahit oldum gördüm ki en az bizde ki kadar orda da göçmenler var ve yine şahit oldum ki o göçmenlerin tamamı Türk dernekleriyle irtibatlı ve oralarda güven ve huzur buluyorlar. Çocukları oralarda Kur-an öğreniyor. Ve çoğuna şahit oldum ki evlerinde Türk bayrağı ve TRT kanalı açık  Türkçe öğreniyorlar. Ve yine şahit oldum ki çocukları en az bizim çocuklarımız gibi Türkçe öğrenmeye istekli. Ve son olarak, son peygamber s.a. de göçe zorlandı değil mi ? Ancak bugünün İslam mefeniyetinin temellerini atıyor olmuştu.. Şimdi genç nüfustan MAHRUM Avrupanın Gimnazyumlarinda Müsluman göçmenler okuyor. Buna Ne dersiniz ? Sabır ve sağduyuyla.Selam ve duaile. Serkan ÖZER