Kamu Vicdanının Zaferi

Bir Milletvekilinin tavsiyesi ve ilin en üst yöneticicisinin yönlendirmesi ile İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen dört okul ihalesinin davetiye usuluyle ve belirli mütahhitlere verilmesi, tecrübeli ve kamu malına sahip çıkan duyarlı bürokratların dirayeti ile iptal edildi.

Kamu Vicdanının Zaferi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İlimizde 24 Ocak 2020 tarihinde yaşanan 6.8’lik depremin ardından şehirde hem vatandaşa ait binalarda hem de kamu binaları ve okullarda hasarlar meydana gelmişti.
Şehrin yeniden inşası kapsamında TOKİ; hem şehir merkezindeki dört mahallemizde hem de şehrin çevresinde bulunan rezerv alanlarına konut yapımına başlamış, birçok konutu da süresi içerisinde hak sahiplerine teslim etmişti.

ÇOĞU TOKİ TARAFINDAN İHALE EDİLDİ
Depremde hasar gören birçok okulun yıkılarak yerine yenisinin yapılmasında TOKİ başrolde olurken hayırsever iş insanı ve kurumların yapımını üstlendikleri okulları ise kendileri yapımına başladılar ve yeni eğitim öğretim yılına hazır hale getirdiler.

BİR BUÇUK YIL SONRA DAVETİYE USULU
TOKİ ya da hayırsever iş insanları tarafından yapılan okulların dışında kalan diğer okulların yapım ya da güçlendirme ihaleleri ise İl Özel İdare Genel Sekreterliği tarafından yapıldı.
İl Özel İdaresi bu süreçte şeffaf, adil, katılımın oldukça yüksek olduğu ihaleler yaparak yüksek kırımlarla kamu malını en hassas bir şekilde korumayı başardı.

SİYASİ VE ÜST YÖNETİCİ MÜDAHELESİ
İl Özel idaresi, değişik kurumlar adına gerçekleştirdiği ihalelerde kamu yararı ve yarışmayı sağlamak adına azami yüksek katılımlı ihaleler gerçekleştirirken, siyasilerin devreye girmesi ve bunun üst yönetici tarafından da kabul edilmesiyle, kurumu yasal olmayan bir şekilde, ihale yasasının 21/b maddesindeki şartlar oluşmamasına rağmen, birilerine adrese teslim ihale vermek amacıyla zorlama yorumlarla davetiye ve pazarlık usulüyle ihaleye çıkıldı.

3 FİRMA YÜZDE 3 KIRIM
Benzer ihalelerde TOKİ en az 10 firmaya davetiye gönderir ve birinci ve ikinci teklif alarak ciddi bir yarıştırma yaparak ihaleleri yaparken, İl Özel İdaresi yapılan ihalelerde 21/b maddesinin üst sınır koymamakla birlikte  “en az üç firma” şartını en kötü şekliyle uygulayıp sadece üç firmayı davet etmiş, bu firmalar da kendi aralarında anlaşarak birisi yüzde 3, diğeri yüzde bir, bir diğeri de 0.4 kırımlı teklif vererek ihale yüzde 3 kırım veren firmada kalmıştı.

TEK FİRMA, ÇOK ORTAK
Davetiye usulü ile verilen kamu ihalelerinde bugüne kadar hiçbir şekilde gerçekleşmeyen yüzde 3 gibi komik bir kırımla ihale verilen firmaya yine siyasilerin organizesi ve bizzat yönlendirmesi ile 5 gizli ortak ilave edildiğini de kamuoyunda çokça dillendirilmişti. Bu uygulama ile yüksek kırım ve tatlı kardan her ne kadar bir firmanın adı geçmiş olsa da çok sayıda insanın kar etmesi ve bundan faydalanması amaçlanmıştı.

BÜROKRATLARDAN DÖNDÜ
Siyasilerin yönlendirmesi ve kurgusu, tepe yöneticinin talimatıyla ihale hazırlığı yapan, ancak ihaleye katılım sayısı ve kırım oranının çok düşük olması karşısında olayın yanlışlığını gören İl Özel İdaresi bürokratları, bu ihaleleri onaylamayarak anında iptal ettiler.
İl Özel İdare bürokratlarının bu duyarlılığı ve yasaları uygulama kararlılığı, kamuoyundan büyük takdir gördü.

İŞ İNSANLARI TEPKİ GÖSTERDİ
Yapılan ihalelerin adrese teslim ve belirli kişilere yönelik olduğunu, ihalenin açık ihale usulü yapılması gerekirken özellikle pazarlık usulü yapıldığını ifade ederek tepkisini gösteren iş insanı ve müteahhitlerin kamuoyunu bilgilendirmesi basın kuruluşlarında da geniş yer buldu.

BAŞKAN ŞERAFETTİN YILDIRIM'IN DUYARLILIĞI

Bu olayların yaşanması ve ihalenin Özel İdare Genel Sekreterliği tarafından iptal edilmesinde büyük rol oynayan Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’ın ihaleler il ilgili kamuoyunda şüphe ve kaygıların olduğu ve iptal edilmesi gerektiği açıklaması ise Elazığ kamuoyu ve iş dünyası  tarafından takdir topladı.
Bir Milletvekilinin yönlendirmesi ve üst yöneticinin talimatı ve onayı ile yapılmak istenen bu ihalelerin, yarınlarda müfettiş sorgusuna tabi olacak ve sonu mahkemede biteceği kesin olan bu tür şaibeli ihaleleri onaylamamak konusunda hassas olan Özel İdare bürokratlarının dik duruşu ve kamu malına sahip çıkmasının yanı sıra kendi partisinden bir milletvekilinin ve üst düzey il yöneticisinin müdahelesine rağmen Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’ın bu ihalelerin yok hükmünde sayılmasında aktif rol üstlenmesi siyaset üstü bir davranış olarak yorumlandı.

MUHALEFET YILDIRIM'IN TAVRINDAN MEMNUN
Söz konusu milletvekilinin organizesi ile yapılan ve tek firmaya verilmiş gibi gözükse de birçok müteahhide hatta sektörle alakalı olmayan kanepe üreticisine bile pay edilen bu ihaleye tepki gösteren Ak Parti İl Başkanı Yıldırım’ın bu tavrı,muhalefet partilerinden de olumlu bir davranış olarak yorumlanarak,süreci takip edip yapılan yanlıştan dönüldüğü için memnuniyet duyulduğu ifade ediliyor.

DOĞRU DUVAR EĞİLMEZ
İl Özel İdare Genel Sekreterliği ve diğer kurumlarda yapılan her türlü ihale ve en küçük bir alımlarda bile şeffaf, adil ve yüksek katılımı esas alan bir ihale mantığının güdülmesi ve kamu yararının gözetilmesi gerekiyor.
Uygulamalarında bu tavrı net ortaya koyan ve yasaları kişilere ve şartlara göre esnetmeyen idareciler, hem devletin hem de milletin takdir ettiği ve her zaman koruduğu ve sürekli önemli görevlere atanan idareciler olur.
En küçük bir taviz ve zafiyet, yeni tavizleri doğurur ve sonrasında hem yöneticiliğiniz hem de duruşunuz sorgulanır hale gelir.
 

DAYATMALARA KARŞI YASALAR ADRES GÖSTERİLMELİ
Her yöneticiye yasaları zorlayacak ve şartlar oluşmadığı halde ihale yasasının 21/b ve 21/f maddeleri hatırlı kişiler tarafından dayatılmak istenebilir. İlkeli, dik duruşlu ve devletini her zaman koruyan ciddi devlet adamının bu teklifler karşısında yapacağı en doğru davranış, yasaları hatırlatmak ve bunun olamayacağını direkt olarak söylemek ve bunlardan uzak durmaktır.
Bu yapıldığı takdirde artık ne birileri kendisini bu konularda rahatsız edecek ne de şehrin akbabaları yeni tekliflerle kapı aşındıracaklardır.
 

İYİ ANILMAK ÖNEMLİ
Kamu yönetici, bürokrat ve siyasilerin geriye bırakacakları en büyük miras, temiz bir geçmiş ve herkesin iyi cümlelerle anıp dua edeceği bir kişi olmanın gayretinde olmak olmalı. İyi niyetinin esiri olup hatıra boğularak yapılan işlemler sebebiyle farklı şekillerde anılmanın gelecekte kamuda önemli makamlara gelmeye engel olacağı gerçeğini de unutmadan ilkeli tavır sergilemek ve dik durmak, her zaman kamunun ve halkın yanında saf tutmak ve ilkelerden vazgeçmemek gerekiyor.
 

ZARAR VERİYOR
Kamu üzerinden birilerine rant sağlanması kamu vicdanında onarılmaz yaralar açıyor. Hele hele bunun siyasi ve kamu kurum yöneticilerinin eliyle yapılması hem devlete hem de siyasete güveni azaltıyor ve insanları farklı düşünme ve farklı siyasi tavır göstermeye itiyor.
Devlete düşmanlık eden yapılar ve oluşumlar kadar devleti ve kamuyu yıpratan ve zora sokan bu tür davranışlardan da kaçınılması ve halka devlete karşın güveni zedeleyecek uygulamalardan uzak durulması gerekiyor.
 

Kamu Vicdanının Zaferi