Paris'ten Elazığ'a Bir Başarı Hikayesi

Yaptığı başarılı çalışmalarla Elazığ da bir çok Stk ya örnek olan Gönül Köprüleri Yardımlaşma ve Dayanışma Dernek Başkanı Tülay Fırat'ın yaptığı çalışmalar ve Elazığ'ın lavantayla tanışma öyküsünü Haber Müdürümüz Çağlar Karataş'ın röportajıyla siz değerli okuyucularımız için derledik.

Paris'ten Elazığ'a Bir Başarı Hikayesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ'da bir çok kadın girişimciye iş fırsatı sunan ve özellikle yardıma muhtaç ailelerin bireylerini topluma kazandırmak için mücadele eden Başkan Tülay Fırat birlik ve beraberlik doğrultusunda hareket etmenin şehrin menfaati için önemli olduğunu vurgulayarak,şehir için mücedele eden kişilere sahip çıkılması gerektiğini belirtti.

-Tülay hanım sizi tanıyabilir miyiz, bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?


-Aslen Palu'luyum, 12 yaşıma kadar Elazığ’da doğup büyüdüm. Sonra babamın Fransa'dan iş için istek yapması üzerine Fransa’ya yerleştim. Kardeşlerimin en büyüğü olduğum için erkek gibi büyüdüm. Eğitim sürecimi Paris'te tamamladım.15 Yaşındayken görücü usulüyle evlendirildim.Bu evlilikten 4 çocuğum oldu. Uzun zaman çocuklarımla hemhal olup, onların eğitimi ve bakımıyla ilgilendikten sonra, meslek sahibi olmaları için elimden geleni yaptım. Bu süreçte ilk çocuğumu evlendirdim. Şu an 4 çocuk, 2 de torunum var. 2019 Yılında bekar olan üç çocuğumu alarak Türkiye’ye döndüm. Ne yazık ki bu süreçte memleketimiz önce  deprem  felaketiyle, ardından da Korona virüs pandemisiyle sınanacaktı. Paris’te sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmayı, insanlara faydalı olmayı çok seviyor, mümkün olduğunca kamu yararına vazife alarak insanların hayatına dokunuyordum. Tevafuk odur ki, bu sürece ben ve çocuklarım da şahit olduk. Hal böyle olunca çocuklarımla beraber depremin yaralarını sarmak için elimizden geleni yaptık. Bu süreçte Elazığ’da bir dernekte gönüllü dernek başkanlığı yaptım. Gözlemlerim sonucunda dernek yönetimlerinin çoğunun şeffaf olmayışlarından ötürü kendi derneğimi kurmaya karar verdim.


-Gönül Köprüleri derneğinin adını koyarken nereden esinlendiniz?


-Elazığ’a gönül vermiş bir Elazığ’lı olarak Gönül ismini, bu coğrafyayı Avrupa ile buluşturup, köprü olmak amacıyla da Köprüleri ismini kullandık. Dernek ismimiz büyük yankı uyandırdı, kısa zamanda güzel işler yaptık, daha da yapacağız inşallah.


-STK çalışmalarınız yanı sıra girişimcilik, ve kadın istihdamı ile de ilgilendiğinizi görüyoruz. Bu konuda ki çalışmalarınız nelerdir?


-Paris’ten memleketime döndüğümde iş gücünün artması ve özellikle kadınlarımızın istihdama katkı sağlaması amacıyla tarıma yöneldim. Paris’te bulunduğum süre içerisinde lavanta bahçelerinin tarımının yoğun şekilde yapıldığını ve birden çok sektörde bu ürünün esansiyel olarak kullanımının yaygın olduğunu görmüştüm. Öncelikle kendi imkanlarımla köy köy, nahiye nahiye gezerek kadınlarımızı lavanta tarımına teşvik ettim. Söz konusu ürünün karlılığının ve piyasadaki talep miktarının yüksek olduğunu kendilerine anlatarak doğru tarım ve doğru uygulamalarla yüksek verim alabileceklerini ifade ettim. Tarım il müdürlüğüne giderek lavanta tarımının eğitimlerinin verilmesi konusunda talepte bulundum. Yaptığım girişimler sonucunda İlimizde lavanta tarımına ilgi oldukça yüksek oldu. Tarım İl Müdürlüğünde eğitimler açıldı ve birçok kadının kadın girişimci olarak eğitim almasına vesile oldum. Şu anda halihazırda 80 dönümlük tarlada lavanta tarımı yapmaktayım. Öncelikli amacım çiftçilerimizin lavanta fidelerini en uygun maliyetle alıp, doğru zaman ve doğru ekim uygulamasıyla maksimum verimi almalarını sağlamak. Halen insanları lavanta ekimi konusunda bilgilendirmeye gayret gösteriyorum.


-Gönül Köprüleri yardımlaşma ve dayanışma derneğinin esas kurulum amacı nedir ve bu çerçevede faaliyetleriniz nelerdir?


-Üzülerek söylüyorum ki Türkiye’de dernekler dağınık çalışıyorlar. Benim bu konuda ki düsturum ben değil, biz olmalıyız anlayışı üzerindeydi. Bundan ötürü bencil bir anlayış yerine birlik ve beraberlik vurgusunu ön plana çıkaran, toplum faydaya odaklanan dernekçiliğin oturması üzerinedir. Derneğimde öncelikle  engelli çocuklar ve ailelerine yönelik STK faaliyeti yürütmeye gayret gösteriyoruz. Onların topluma adapte olup, dört duvar arasından çıkmaları, ilgi duydukları çeşitli sanat kollarında kendilerini geliştirip eğitim alarak, yaşadıkları hayata anlam katmaları beni oldukça mutlu ediyor. Bu durum aynı zamanda engelli çocuklarımızın aileleri için de umut ve mutluluk kaynağı oluyor. İhtiyaç sahibi ailelere iş ve istihdam sağlamak, onların yaralarını sarıp, hayata değer katmak bir diğer amacımız. Bu kapsamda sorumluluk sahibi, öğrencilerimizi ve olimpiyatlarda mücadele ederek, ilimize madalya kazandırmayı amaçlayan evlatlarımıza imkanlarımız nispetinde maddi ve manevi destekler de sağlıyoruz. Kırtasiye, giyim, oyuncak gibi bir çok kalemde çocuklarımızı ve gençlerimizi destekliyoruz. Bunları sağlarken yerel yönetimlerimiz ve İl Müdürlüklerimizin rehabilite ve Eğitim amacıyla sunmuş olduğu  tüm hizmetlerden de faydalanıyor, mümkün olan en iyi faydayı almalarına özen gösteriyoruz.

-Kısa zamanda çok yol almış bir dernek olarak ön sıraya koyduğunuz öncelikli projeniz nedir?


-Elazığ turizm açısından değerlendirilebilecek bir çok değere sahip. Bunlardan ilki Sivrice ilçemiz. Hazar gölünü turizme kazandırıp doğru uygulamalar ve teşviklerle yurt dışında ki gurbetçilerimizi proje kapsamında burayı ziyaret edip, yaz tatillerini burada değerlendirmelerini sağlayarak istihdam ve döviz girişi sağlayıp bölgeyi ayağa kaldırmayı amaçlıyoruz. Bu kapsamda ilimiz yöneticileri ve Avrupa’da ki STK’lar ile görüşmelerimiz devam etmekte. Mümkün olan en kısa sürede bu projeyi hayata geçirmeyi amaçlıyoruz.

-Yerel ya da sosyal medyadan sizi gören girişimciler adına lavanta tarımına ilgi gösterip destek almak isteyenler size bu konuda ulaşabilirler mi?

-Elbette çekinmeden ulaşabilirler. Ben bu konuda elimden gelen desteği vermeye hazırım. Öncelikle Tarım il müdürlüğüne başvurarak eğitim almaları gerekmektedir. Bu ve bundan sonra ki süreçlerde ben birebir kendilerine yardımcı olmaya hazırım. Az önce de söylediğim gibi birlik ve beraberlikten kuvvet doğar. Şu an 80 dönümlük arazide lavanta fidesi yetiştiriyorum. Lavanta fidesinin türü çok önemli. Lavanta tarımı yapmak isteyen girişimcilerimize uygun maliyet ve yüksek verimli lavantayı sağlayabilmek öncelikli amacım. Bu konuda bir ekip de oluşturuyoruz. Aşırı derecede bakım isteyen bir ürün değil, sürekli ekim yapmanızı gerektirmez. Doğru fide ve doğru ekim uygulamasıyla 50 yıl verim alabilirsiniz. İlaç, kozmetik ve diğer muhtelif sektörlerde yoğun kullanımı olan bir ürün. Esansiyel yağ ve lavanta suyu olarak talep çok, dört bir koldan destek vermeye hazırız.

Röportaj:Çağlar KARATAŞ