- Haberler
- Gündem
- Şehit Fethi Sekin'in kardeşi Fikriye Sekin: '6 yıl geçmesine rağmen hüzün devam ediyor hiç eksilmedi'
Şehit Fethi Sekin'in kardeşi Fikriye Sekin: '6 yıl geçmesine rağmen hüzün devam ediyor hiç eksilmedi'
5 Ocak 2017 tarihinde İzmir Adliyesi önünde, teröristlerle kahramanca mücadele ederek şehit düşen Polis Memuru Fethi Sekin'in kız kardeşi Fikriye Sekin, duygu yüklü bir konuşma yaparak, '6 yıl geçmesine rağmen hüzün, devam ediyor hiç eksilmedi. Devletim 6 yıl içerisinde Fethi ağabeyime yeterli değeri veriyor. Devlet olarak bunu bize çok fazla hissettiriyorlar ve sürekli yanımızdalar' dedi.
5 Ocak 2017 tarihinde İzmir Adliyesi önünde, teröristlerle kahramanca mücadele ederek şehit düşen Polis Memuru Fethi Sekin’in kız kardeşi Fikriye Sekin, duygu yüklü bir konuşma yaparak, “6 yıl geçmesine rağmen hüzün, devam ediyor hiç eksilmedi. Devletim 6 yıl içerisinde Fethi ağabeyime yeterli değeri veriyor. Devlet olarak bunu bize çok fazla hissettiriyorlar ve sürekli yanımızdalar” dedi.
5 Ocak 2017 tarihinde İzmir Adliyesine saldıran bölücü terör örgütü militanları ile çatışmaya giren, teröristleri etkisiz hale getirip onlarca insanın canını kurtaran Polis Memuru Fethi Sekin şehit düşmüştü. Kahramanca şehit düşen Fethi Sekin’in kız kardeşi Fikriye Sekin de ağabeyinin şehadetinin 6’ncı seneidevriyesinde açıklamalarda bulundu. Ağabeyi ile her zaman gurur duyduklarını belirten Sekin, yakın zamanda babaları Mehmet Zeki Sekin’i de kaybetmenin üzüntüsü içerisinde olduklarını kaydetti. 6 yıl geçmesine rağmen hüzünlerinin arttığını dile getiren Fikriye Sekin, devletin hiçbir zaman kendilerini yalnız bırakmayarak yanlarında olduğunu belirtti. Kahraman şehit ağabeyi ve babası ile ilgili anılarını da paylaşan Fikriye Sekin, Fethi Sekin’in çok merhametli, babasının ise kendisi için değerli olduğunu ifade etti. Öte yandan, kahraman şehit polis Fethi Sekin’e ait giydiği sivil son kıyafetler görüntülendi.
6 yıl geçmesine rağmen hüzünlerinin devam ettiğini belirten Fikriye Sekin, “Hiç eksilmedi hatta artarak devam ediyor. Bu öyle bir hüzün ki beraberinde çok fazla gururu getiriyor. Gururu getirmesinin en büyük sebebi zaten vatan millet aşkıyla şehit olması. Gerçekten ülke olarak biliyoruz ki Allah ve peygamber sevgisinden sonra üçüncü sırada bizim için vatan sevgisi geliyor. Biz hiçbir zaman dünya üzerindeki başka devletlere benzemiyoruz. Çok şükür ki bu vatanın evladıyım. Ne dünyalık çıkarı için vatanımızı satarız ne de bırakıp kaçıp başka yere gideriz. Ya istiklal ya ölüm. Bizim için ortası yok. 6 yıl içerisinde devletim Fethi ağabeyime yeterli değeri veriyor. Devlet olarak bunu bize çok fazla hissettiriyorlar, sürekli yanımızdalar” şeklinde konuştu.
Yakın zamanda kaybettiği babası Mehmet Zeki Sekin hakkında da konuşan Fikriye Sekin, “Benim için babam olmazsa olmazlarımdan. Babam benim için çok değerliydi. Çocukluğumdan beri hep babacıydım. Babamın çok değerli olmasından yola çıkıyorum ki Fethi ağabeyim de çok şey kaptı. 15 Temmuzdan sonraki sabah babamın annemle şöyle bir diyaloğuna şahit oldum. Anneme diyor ki, ‘ Benim çocuklarımdan biri bu darbeye girmişse alıp hapse atsınlar’ yani canı, kanı olan bir evladını vatan için istediği zaman hapse atabilirler düşüncesiyle düşünen bir babaydı. Fethi ağabeyimin ilk şehit haberi geldiğinde hastanedeydi, haberlerden duymuş ve o ara yıkılmış. Ben babamın hep ‘vatan sağ olsun’ sözünü duymuş bir insandım. Babamın vefatı ile Fethi ağabeyimin şehit olması arasında 6 yıl var. O 6 yıl boyunca babam o kadar çok videoya, görüntülerine baktı ki, bazen babama delirebilir mi diye dahi düşümdüm. Rabbim, babamın mekanın cennet etsin ve inşallah Fethi ağabeyim kendisini karşılamıştır” diye konuştu.
Fethi Sekin’in birçok kıyafetini müze ve derneklere verdiklerini dile getiren Fikriye Sekin, “Elimizde son birkaç parça kıyafeti kaldı. Onları da istiyorlar, bunları da değer bilecek yerlere vereceğiz. Bütün şehitlerin özellikleri aynı. Fethi ağabeyim eşittir merhamet. Bunun yanında çok aşırı titiz bir insandı. Temizliği ve merhameti ön planda olan bir insandı. Belki yaş olarak çok büyük değildi ama evin ilk erkek çocuğu olduğu için sorumluluk almış olduğu için erken yaşta olgunlaşan insandı. İlk polis okuluna gittiğinde sadece ablam çalışıyordu. O gönderdiği fotoğrafta da öğüt veriyor. İşte babayı, anneyi üzmeyin diyor. Babacan bir tavrı da vardı. Ağabeyimiz gibi değil de o bizim ikinci babamızdı. İlk günkü acı artarak devam etti, sönmedi ve azalmadı” dedi.