Hadsiz Çağrılar
Galip Önlü
Büyük Türkiye Cumhuriyeti yargısı ve adaleti anayasal düzeni bozanlara, şiddet kullanarak zedeleme teşebbüsünde olanlara, kaos çıkarmaya çalışanlara karşı her daim keskin bir şekilde karşı çıkmış, toplum adına barışçıl yollar izlemiş ve suçluları en ağırından değil hak ettiği şekilde cezalandırmıştır .
Selahattin Demirtaş ne yazık ki köylümüzdür. Zekidir, bilgilidir, kürsüde konuşmasını iyi bilir lakin yanlış taraftadır. Başından beri...
Ben şunu iyi bilirim ki sıfat ve unvan fark etmeksizin, kim olursa olsun, hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çatısı altında olup terör örgütü liderlerinin, her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarına heykel dikeriz diyemez…
Bu had kimseye verilmemiştir.
Kendisi suçludur, yargı cezasını vermiştir. Yargının üstünlüğüne veya ülkenin iç içlerine dış güçler, büyükelçilerin karışması büyük hadsizliktir.
Ya AHİM kendince çağrı yapıyor ya Avrupa Parlamentosu, ya Almanya Hükümeti, ya Büyükelçiler, ya Avrupa Konseyi, ya da Partiler…
Bu kararı verecek tek organ Türk Yargısıdır. Bitmiştir…
Keza Gezi Parkı Provokatörü Osman Kavala… Aynı şekilde.
Türkiye Cumhuriyeti bildiğini okur. Yargı adaletli bir şekilde işler. Suçlu bulunan cezasını çeker. Suçsuz olduğu anlaşılan serbest bırakılır. Bu durum devletin yargısına bağlıdır. Şahısların sözlerine değil…
Sayın Ahmet Davutoğlu “Kavala 30 Kasım’da serbest bırakılacak’’ diyerek tarih verdi.
30 Kasım’da bırakılıp bırakılmayacağına bir şey diyemem ama diyebileceğim tek bir şey var.
Oda şudur ki; Hiç kimse ne Türkiye’nin iç işlerine karışabilir ne de yargısına el atabilir.
Son söz Büyük Türkiye Cumhuriyeti Yargısında olacaktır…
