Galip Önlü

Halepte Olanlar...

Galip Önlü

Değerli arkadaşlar bilindiği üzere 13 yıldır silahların hiç susmadığı Suriye’de, Halep özelinde dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor.

2016 yılında Muhalefet Halep’i kaybetmişti ve İblid’e çekilmişti. Halep ise Şam rejiminin eline geçmişti.

Muhalefet ise ani bir saldırı yaparak önce Halep kırsalını, ardından kent merkezinin büyük bir bölümünü ele geçirmişti. Şehrin tamamını alabilmek için saldırılar ve çatışmalar hala sürüyor.

Halep’e saldıran ve büyük kısmını alan muhalif örgüt kim?

Bilinen adıyla Şam Kurtuluş Örgütü…(HTŞ)

Özgür Suriye Ordusu ile beraber hareket ediyorlar.

Türkiye 2018 yılında Şam Kurtuluş Örgütü’nü(HTŞ) terör örgütü olarak tanıdı.

Özgür Suriye Ordusunu ise destekliyor.

ABD de aynı şekilde Şam Kurtuluş Örgütünü terör listesine almıştı ama Suriye’deki asli görevi PKK/YPG unsurlarını korumak olan ABD, Şam Kurtuluş Örgütü ile herhangi bir çatışmaya girmemişti ve ilerleyen süreçler de bu iki tarafın birbirlerine karşı ılımlaştığını görebiliyoruz.

Her şeyden önce bilinmelidir ki Suriye’de dört ana aktör vardır.

Rusya, Türkiye, İran ve ABD…

Esad’ın en çok güvendiği ülke Rusya…

Devlet yanlısı bazı Rus yorumcular, Rusya’nın tamamıyla Ukrayna’ya odaklandığını belirtiyor.

Lakin Rusya’nın henüz nasıl bir tepki vereceği merak konusudur. Şuana kadar sadece bir hava saldırısı gerçekleştirdi lakin bu saldırı zayıf kaldı.

Ki bir önceki yazımda özellikle Rusya konusunda Türkiye’nin dikkatli olmasını yazmıştım.

Suriye’de olup biten karmaşıklığı şu üç madde ile açıklayayım.

1)İsrail, Suriye’nin kendisine gelmesini istemiyor ve yıkılmasını istiyor. Ülkenin kuzeyinde bir Kürt Devleti kurmak istiyor. ABD de zaten bu duruma destek veriyor.

2)Rusya için Baas Rejimi önem teşkil ediyor ve hayalleri olan sıcak denizlere inme hedefini kaybetmek istemiyor.

3)İran, Suriye ve Irak’taki vekil güçlerini İsrail ve ABD karşısında her daim hazır tutmak istiyor.

Türkiye’nin yıllardır benimsediği Suriye politikasını üç madde ile açıklayayım.

1)Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor ve terör devletinin kurulmasını istemiyor.

2)Terör örgütlerinin sınırlarımızdan uzaklaştırılmasını hedefliyor.

3)Yeni göç dalgalanmasını istemiyor ve sığınmacıları ülkelerine huzur içinde göndermek istiyor.

Şimdi soruyorum…

Ülkemizde de sevinçle karşılanan HTŞ terör örgütü saldırısı, Türkiye’nin benimsediği Suriye politikasını sekteye uğratıyor mu uğratmıyor mu?

Bence uğratıyor…

Çünkü Suriye rejimi çekildiği yerleri “biz savunamıyoruz” diyerek PKK/YPG’ye teslim etti.

Esad bu kumarı oynamak zorundaydı.

Bunu neden yaptı peki?

ABD’nin PKK/YPG unsurlarını koruyup kolladığını biliyoruz.

Peki, HTŞ ve PKK karşı karşıya gelirse ne olacak?

ABD, PKK unsurlarını korumak adına hava saldırıları dahi yapabilir.

Ya da Rusya…

Şam Kurtuluş Örgütü Rusya’ya çağrı yapıp Esad’dan vazgeçmesini ve beraber çalışabileceklerini iletti ama Ben Putin’in Esad’da vaz geçeğini pek zannetmiyorum.

Rusya’nın Esad’ı desteklediğini ve Rusya istemeden Esad Hükümetinin kolay kolay düşmeyeceğini, eğer hükümet düşerse buna Rusya’nın da onay vermesi gerektiğini bir çok kez yazıp anlatmıştım.

Peki Rusya, İblid ve Halep’e hava saldırıları gerçekleştirirse neler olur?

Suriye yine kanlı yıllarına dönebilir ve tekrardan büyük bir göç dalgası bizim için tehdit olabilir.

Sayın Hakan Fidan “Bu konuda oldukça dikkatli olacağız “ dedi ama bu tehdit her halükarda mevcuttur.

Açıkçası bizim işimize gelecek olan durum Suriye’nin huzuru ve toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır.

Komşumuz olduğu için orada oluşan kaos ve çatışmalar bizim işimize gelmez.

Yani HTŞ’nin Halep’in büyük kısmını alıp Esad’a büyük bir darbe vurması dışarıdan güzel gözükebilir ama olaylara geniş açıdan bakıldığında bizim planlarımızın bozulabileceği durumlar da yaratmaktadır.

Türkiye 2017 yılında Bahar Kalkanı Operasyonu ile İblid’i kontrol altına almıştı ama şimdi İblid bombalanırsa göç dalgası başımıza bela olabilir.

Biliyorsunuz ki Başkan Erdoğan Şam Hükümetine birçok kez görüşme talep etti ama Esad rejiminden ses seda çıkmadı.

Lakin şimdi bu kaos Türkiye- Suriye görüşmelerinin önünü açabilir.

Geniş açıdan bakılmasını öneriyorum.

Suriye’de oluşan çatışmalar Türkiye’ye fayda değil zarar getirir.

 

Yazarın Diğer Yazıları