Haniyye Suikastinin Şifreleri
Galip Önlü
Değerli arkadaşlar geçen haftadaki yazımda suikastlar konusuna değinirken bu suikastlar zincirine bir yenisi daha eklendi. Filistin Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniyye İran’ın kalbi Tahran’da suikast sonucu şehit edildi.
Her şeyden önce şunu söylemem gerekir. İran, dışarıdan heybetli bir duruşa sahip görünürken aslında koca bir hiç olduğu süreçler yaşıyor. Kendi Cumhurbaşkanları helikopter kazasında –ki ben o olayı da suikast olarak adlandırıyorum- o kazada bile zafiyet yaşamış, kaybolan helikopteri 24 saat sonra zor bulmuşlardı. O da Türk İHA desteği sayesinde…
Daha geriye gidecek olursak büyük komutan olarak adlandırdıkları Kasım Süleymani öldürüldü. İran en az bir hafta şöyle intikam alacağız, şöyle yok edeceğiz şovunu yaptıktan sonra ABD üssüne üç beş füze attı. Atılan bu füzelerde tek bir kişi ciddi bir yara bile almadı. Ki Trump’ın açıklamasına göre İran bu füzeleri atmadan önce atacağına dair de önceden istihbarat göndermiş.
Şimdi ise kendi sınırları içerisinde destekledikleri bir savaşçı şehit ediliyor ve İran şu anda da medyada atıp tutmaya devam ediyor. Bu sefer ciddi bir şey yaparlar mı merak konusu?
Şimdi bakınız…
Haniyye suikasta uğramadan tam 7 saat önce Beyrut’ta Hizbullah’ın ikinci lideri suikast sonucu öldürüldü. Yani bölge zaten alarm seviyesinde… Haniyye’nin konumunun değiştirilmesi adına birçok sebep varken bu yapılmadı.
Garip bir diğer soru şudur: Saldırı füze ile mi gerçekleşti? Bu henüz resmi mercilerden kanıtlanmış bir gerçek olarak açıklanmadı. Ben güçlü bir füze olduğunu zannetmiyorum. Eğer füze atılmış olsaydı bina yerle bir olurdu. Binanın son durumunu görenler bu söylemime hak vereceklerdir.
Odaya önceden bir patlayıcı yerleştirme hususunu ele alacak olursak şu soru da sorula bilinir? Koruması nasıl şehit oldu? Zira bu husus biraz güçtür çünkü her ne kadar Haniyye’nin bulunduğu bina açık pozisyonda da olsa Devrim Muhafızlarının sözde koruması altında olduğu bir bina. Yapılmış olsa bile inanılmaz bir istihbarat ajanlığı ister.
Değerli arkadaşlar bakınız, İsmail Haniyye daha önce de birçok suikast atlatmış biri olarak bir gün kaldığı yerde ikinci gün kalmaz, bir gün yattığı yerde ikinci gün yatmazdı.
Söylenti nedir? Şudur:
“Üçüncü bir ülkeden saldırı yapıldı.”
Bu söylenti bana göre çok komiktir. Üçüncü ülkeden yapılan bir saldırı ne anlama gelir? Yani saldırı uzun menzilden yapılmış demektir. Hayır, bu saldırı uzun menzilli yapılmış olamaz. Eğer uzun menzilli bir saldırı olsaydı Haniyye, yer değiştirecek fırsatı yüz kez bulurdu.
Dilerseniz üçüncü ülke için bölge seçelim. Mesela Suriyeden mi? Biraz daha yakına gelelim. Iraktan mı? Başka bir versiyona geçelim. Azerbaycan mı? Nereden ateşlendi?
Bu üç ülkeden ateşlenme ihtimalini ben şahsen yok denecek kadar az görüyorum.
Bu saldırı olsa olsa İran sınırları içerisinde bulunan bir ekip tarafından yapılmıştır. Bunun adına İsrail İstihbarat elemanları mı dersiniz, İsrail adına çalışan bir ekip mi dersiniz ne derseniz deyin ama İran sınırları içerisinden gerçekleştiği çok olasıdır.
Haniyye’ye korumalık yapan ajan veya ajanlar söz konusudur. Bu bilgiler mantıksal açıdan kesinlik içerir.
Yoksa Haniyye’nin bulunduğu daire, kat hatta oda nereden biline bilinir?
Biri veya ona yakın birileri binaya giriş saatini, daireyi, katı ve odayı bildirmiş olmalı ki saldırı nokta atış şeklinde yapıla bilinsin.
Eminim ki ateşlenme, üçüncü bir ülkeden değil İran’ın içinden yapılmıştır.
Binaya bakıldığında diğer odalar büyük bir hasar almamış. Camlar büyük hasar almamış. Binanın kendisi zaten büyük çapta bir hasar almamış. Hasar alan tek yer Haniyye’nin uyuduğu oda…
Adeta Haniyye’nin bulunduğu oda koordinatları sızdırılmış ve saldırı nokta atışı gerçekleştirilmiş.
Kısacası bu suikast uzun menzilli bir suikast değildir. Aksine kısa menzilli bir suikasttır. Başka bir ülkeden füze atılma ihtimali yok denecek kadar azdır. Evet, İran’ın hava savunma sistemine çöp diyebiliriz ama o kadar da değil. En azından uzun menzilden atılmış olsaydı gözükürdü.
Çok büyük ihtimalle yeri, korumasında bulunan biri veya birileri tarafından İran’da bulunan İsrail destekli ekiplere bildirildi ve ekip, İran’ın içerisinden kısa menzilli ya dron ya da tanksavar benzeri bir sistem ile suikasti gerçekleştirdi.
Binanın içine, odasına, önceden patlayıcı yerleştirme ihtimali ise çok az olsa da vardır.
Bu az ihtimal bile söylene bilinir ama üçüncü bir ülkeden atış söylenemez.
Her halükarda bu durum İran İstihbaratının hezimetini gün yüzüne çıkarıyor. İsrail’in adeta İran’ı suikast tahtasına çevirdiğini gösteriyor. İsrail’in İran’da istediği zaman istediği adamı infaz edebileceğini, istediği zaman ölüm ekibini sokabileceğini ve bu ekibi geri kaçırıp kurtarabileceğini gösteriyor.
Zira sınırları içerisinde gerçekleşmiş bu amansız suikast İran’ı bir kez daha zedelemiştir. Bir kez daha yerin dibine sokmuştur.
Ha İran bunları yalanlıyorsa, bizim savunma sistemimiz güçlüdür, istihbarat servisimiz donanımlıdır diyorsa o halde geriye tek soru kalır.
Haniyye’yi İran mı yem etti?
Değerli arkadaşlar yazımı sonlandırmadan önce Filistin Özgürlüğü Davası adına bu uğurda çocuklarını, torunlarını ve en sonunda kendi hayatını kaybeden şehit İsmail Haniyye’ye Allahtan rahmet diliyorum. Yerine geçen Yahya Sinvar’a güç ve kuvvet temennisi sunuyorum. Instagram gibi etkin bir mecrayı, bu konuda gösterdiği hassasiyetsizlikten ötürü kınıyorum. Ülkemizdeki her vatandaşın bu taraflı mecrayı kullanırken istedikleri zaman fikir özgürlüğü önüne set geçebileceklerini iyice görmelerini istiyorum.
Ümit ederim ki ülke olarak biz de güçlü bir sosyal medya platformu ortaya koyar, bu gibi taraflı mecralara minnetkar olmadığımızı göstermiş oluruz.