İran Yanıtı Sonrası…
Galip Önlü
Değerli arkadaşlar, geçen yazımda İran’ı eleştirmiş ve Hizbullah’a ihanet etme üzerinde durmuştum. Ardından, eğer ihanet edilmemişse iki şeyi yapması gereklidir demiştim.
Birincisi, Lübnan’a asker göndermesi…
İkincisi, İsrail’e savaş ilan etmesi…
Bu iki durumdan birinin gerçekleşmesi neticesinde bu eleştiriden vazgeçeceğimi söylemiştim.
İran bu ikisini de yapmadı. Bu ikisinin ortasını yaptı diyebilirim. Ne yaptı?
İsrail’e 200’e yakın füze attı.
Açıkçası İran’dan bunu dahi beklemezdim ama netice itibariyle bu durum ziyadesiyle mutlu edici bir tablo olmuştur.
İran, Nisan ayında İsrail’e 110 balistik füze atmıştı ve bizde adım adım canlı yayından izlemiştik. Bu saldırı için “İran’ın Başarı Puanı Kaç” adlı köşe yazısını kaleme almış ve İran’ın ne denli başarısız olduğunu detaylarıyla anlatmıştım.
Lakin 1 Ekim’de yapılan bu saldırının başarısız olduğunu söylemeyeceğim. Hatta tersi olarak başarılı olduğunu belirteceğim.
Bilindiği üzere medyanın büyük gücünü Yahudiler yönlendirmektedir.
Tabi İran’ın bu saldırısı yine tartışılıyor, başarısız olduğu iddia ediliyor çünkü sivillere zarar verilmediği söyleniyor.
Evet, hiçbir sivil yara almadı çünkü İran, füzeleri sivillere atmadı.
Atılan füzeler üç ayrı yeri vurdu.
1)Askeri üstler
2)Mossad Merkezi
3)F-35’lerin bulunduğu havaalanları…
Atılan füzeler bu üç bölgeyi vurdu. Delinmez denilen Demir Kubbe, delindi.
Hedeflerin %65’inin isabet aldığını çok rahatlıkla söyleyebilirim.
Lakin İsrail’de ağır bir sansür var.
Dijital bulut uygulanıyor.
Cep telefonlarıyla çekilen büyük çaplı görüntülerin yayılması engelleniyor.
İsrail bu saldırı sonrası İran’ın dini lideri Hamaney’i hedef gösterdi ve “Sığınaklar da saklanıyor” diye açıklama yaptı.
Hamaney ise gün ve saat verdi ve 4 yıl sonra Tahran’ın göbeğinde Cuma Namazı kıldırdı. Katılım 2 milyonun üzerinde idi.
Bu yanıt sonrası İran ve 6 Körfez Ülkesi Doha(Katar)’da bir toplantı yaptı. Toplantıda S.Arabistan, BAE, Katar, Umman, Bahreyn ve Kuveyt “İsrail’e hava sahamızı kullandırtmayacağız” sözü verdi.
Şimdi İsrail’in vereceği yanıt merak konusu… Verecek mi vermeyecek mi?
Trump bir açıklama yaptı ve bu açıklamada “İsrail, İran’ın nükleer tesislerini vurmalı” dedi.
Şu anki mevcut gelişmelere bakıldığında, İsrail’in İran’daki nükleer tesislere saldırmayacağı yönünde gözüküyor. Özellikle yerin 65 metre altında bulunan nükleer reaktörlerin İsrail’in elindeki imkânlarla vurula bilinmesi pek mümkün görünmüyor. ABD’nin de buna karşı olduğunu net bir şekilde görüyoruz.
Zaten çok az bir ihtimalle İsrail İran’ın nükleer tesislere saldırırsa, İran bu sefer Tel Aviv’i hedef almazsa kendinden utanmalıdır.
Evet, nükleer tesislere saldırı ihtimali çok az görünüyor ama eminim ki İsrail, İran’ın petrol rafinerini vurmayı istiyor.
Ben böyle yorumluyorum.
Lakin böyle bir saldırıda Joe Biden, 5 Kasımda yapılacak başkanlık seçimine zarar vereceğini düşündüğü için bunu da istemiyor.
İsrail bunu dinler mi dinlemez mi bilinmez ama bana göre İsrail’in İran’ın bazı kritik petrol ve doğalgaz tesislerini vuracağı, daha güçlü bir ihtimaldir.
Bunu da hep beraber bekleyip göreceğiz.
Yazımı sonlandırmadan önce ülkemizde artan suç oranlarına, huzursuzluk ve öldürmeye dayalı eylemlere ben dâhil olmak üzere vicdanı olan tüm bireyler hayretle bakmaktadır.
Zira ülkemizde suç çeteleri ve mafyacılık had safhadadır. Bununla alakalı bizzat detay içeren yazı da yazmıştım.
Suç işleyenlere yönelik çok ağır cezalar bekliyor, denetimli serbestliğin rahatça devreye girmesini istemiyor ve bu hususta milletimizin çokça beklediği İdamın hayata geçirilmesine dair adımlar atılmasını temenni ediyorum.