Galip Önlü

Rusya - Ukrayna Krizi

Galip Önlü

Rusya-Ukrayna krizi bu denli savaşın eşiğine gelmişken krizin köklerine biraz değinmek istedim. Rusya ve Ukrayna’nın eski zamanlarına bakarak bu duruma nasıl varıldığına bir göz atalım.

Tarihsel akışa bakıldığında her iki ulusun yolları yüzyıllar önce ayrılmıştır. Rusya imparatorluk haline gelmiş lakin Ukrayna kendi devletini kurmayı başaramamıştır.

17. yüzyılda, bugünkü Ukrayna topraklarının büyük bir bölümü Rus İmparatorluğu’nun eline geçmiştir.

İmparatorluğun 1917 yılında parçalanması sebebiyle Ukrayna, kısa bir bağımsızlık dönemi yaşasa da Sovyet Rusya’ya bağlı askeri birlikler tarafından tekrardan fethedildi.

1991 yılında ise Rusya, Belarus ve Ukrayna’nın kendisinden ayrılmasına izin verdi. İzin vermesine rağmen çok rahattı. Çünkü doğal gaz gücünü kullanarak bu iki cumhuriyeti her türlü kendisine bağlayacağına inanıyordu.

Fakat Belarus Moskova’ya yakın bir ittifak içerisindeyken, Ukrayna yönünü yavaştan Batı’ya çevirmeye başladı.

Bu durum Rusya’yı oldukça rahatsız etti.

2008 yılında dönemin ABD Başkanı Gerge Bush, Ukrayna’yı NATO’ya dahil etmeye çalıştı fakat Rus lider Putin’in güçlü itirazları sebebiyle bu konu askıda kaldı.

2010 yılında Ukrayna Devlet Başkanlığı koltuğuna Victor Yanukoviç oturdu. Yanukoviç tam anlamıyla bir Rus fanatiğiydi.

Ukrayna, NATO’ya üye olamadığı için Batılı ülkelerle işbirliğini artırmak adına AB Ortaklık Antlaşması’nı imzalamayı düşündü. Rusya hemen ekonomik yaptırıma başladı. Doğalgaz musluklarını kapattı. Bu durum sonrası Rus yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç, anlaşma imza aşamasındayken antlaşmayı askıya aldı.

Antlaşmanın askıya alınması Ukrayna halkının sokağa dökülmesine ve protesto etmesine sebebiyet verdi ve 2014 yılının Şubat ayında Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç, Rusya’ya kaçmak zorunda kaldı.

Rusya bu sefer de Ukrayna’daki siyasi boşluğu fırsat bilerek 2014 yılının Mart ayında Kırım’ı ilhak etti.

Yukarıda da anlattığım üzere Rusya ve Ukrayna arasında çok önceden başlayan sorunlar mevcutken 2014 yılında Kırım’ın ilhakı sonrası daha da derinleşerek günümüze kadar geliyor.

Bir de son günlerde ülkelerin durumuna değinmek istiyorum.

ABD: Doğalgaz ve enerji konusunda Avrupalı ülkelerin Rusya’ya bağımlı olmasını istemiyor. NATO’yu Rusya’ya karşı kullanmak istiyor ve Doğu’ya doğru silahlanmayı amaçlıyor. Vatandaşlarına ve diplomatlarına çağrı yaparak Ukrayna’yı acilen terk etmeleri gerektiğini söylüyor. Ayrıca önümüzdeki hafta Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağını belirtiyor.

RUSYA: NATO’nun Doğu’ya doğru genişlemesinden rahatsızlık duyuyor. ABD savunma sistemlerini ve füzelerini kendi sınırları içerisinde görmek istemiyor. Şu anda NATO ile ciddi sıkıntılar yaşamakta. Ukrayna’nın NATO’ya girmesini kesinlikle reddediyor. ABD kaynaklarını yalanlıyor ve Ukrayna’ya saldırmayacağını söylüyor. Yapmış olduğu askeri sığınakların savaş ile alakalı olmadığını belirtiyor.(Rusya, Kırım’ı ilhak etmeden önce de askerleri sınıra yığmış ve Kırım’a saldırmayacağını söylemesine rağmen akabinde Kırım’ı ilhak etmişti.)

AB: ABD ile aynı istikamette ilerliyor. NATO’yu genişletmekten yana tavır sergiliyor.

TÜRKİYE: Bölgede huzur ve barışı istiyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün bozulmasını istemiyor. Diğer yandan şuan için Rusya ile sıkı dost. Çatışma olmaması adına arabuluculuk yaparak savaşın olmasını engellemeyi öneriyor.

FRANSA: Hem Rus lider Putin hem de Ukrayna lideri Zelenskly ile görüştü. Ukrayna sınırında eşi görülmemiş bir Rus askeri varlığı olduğu söylüyor ve Ukrayna’nın yanında olacağını belirtiyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor. Tansiyonu düşürmek istiyor.

UKRAYNA: Türkiye’nin arabuluculuğunu kabul ediyor. Daha çok ABD’yi arkasında gördüğü için cesaretli. Rusya’nın kendisine saldıracağını düşünüyor ve savaşa tam teşekküllü hazır olduğunu belirtiyor. Rusya’ya askeri faaliyetlerini açıklaması için de 48 saat süre tanıdı.

Evet, görüldüğü üzere kilit bir durum söz konusu… Ne olacağını kestirmek zor… ABD, Rusya saldıracak diyor. Rusya ise, saldıracağımızı ABD’den öğreniyoruz diyor.  

Burada Türkiye’nin çok dikkatli olması gerek. Çünkü ABD’nin bir diğer planı ise Karadeniz’e çöküp Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek olabilir.

Temennimiz odur ki bölgede huzur ve barış olsun, sıcak temaslar yaşanmasın…

Yazarın Diğer Yazıları