Hülya MURAT

Camdan Kalp

Hülya MURAT

 

 

En hayati organımız, en kıymetli olanı hiç kuşkusuz kalbimizdir.Ömrümüz boyunca sürekli kasılıp" küt küt " diye atan...

Kalp, bazen nes'eyle, bazen acıyla, bazen korkuyla, kaygı ve tasayla  hep çırpınır , öteye beriye savrularak...

Ana karnında atar.Anne sevgisi coskusuyla...Doğar, dünyaya selam vererek atar.Büyümeye doğru yaşamın cefa ve sefasını bilemeden atar.Büyür.Sevdanın coşkusuyla atar.

Hayati kucaklarken umutla çarpar. Yola düşmüşken, nereye varacacağını bilemeden carpar.Yolun inişli, çıkıslı girdabına vara vara çarpar.Insanları seve seve bazen darbeleri kucaklayarak; bazen güzellikleri avucuna alarak carpar.

Döne döne savrularak ilerlerken, cıkış  yolunda mutluluğu yakalayarak; çarpar hep çarpar...Dayanma gücü tükenince yavaşlar.Ayağa kalkınca yine " pır pır" kanat cırpa cırpa atar.

Çünkü kalp, sevgidir.Gönüldür.Duygudur.Histir.Hatırdır.

Taş kalp vardır.Pamuk kalp, Nurdan kalp ve de Camdan kalp vardır.

Camdan kalp, kırılınca biraraya getirilse bile onarılmayandır.

İlahi kuvvet ALLAH'A yakınlığımız, yakarışımız hep kalpten geçer. Kalbimizin sahibi RABB'İMİZDİR.

" Dil küçük, belası büyüktür"

" Dilin kemiği yok ama kemiği kırar"

" Dili ve sözü bir olmayan kimsenin, yüz dili bile olsa o, yine dilsiz sayılır" Mevlana

Sözcükler öyle hassastır ki kullanırken bir büyüğümüz, yaşıtımız veya bir küçüğümüzü ya cok mutlu kılar ya da yaralar, kırarız.Böylece hem günaha girer.Bize emredileni yapmamış hem de bir insanın yüreğine onarılması güç yaralar açmış oluruz.O kırık kalbi yeniden biraraya getiremeyiz.

Bir evlat, anne ve baba kalbi kırıyorsa; onun onarılması zor olur..Annedir, babadır affeder.Cocuklarına yapılanlara karşı demirden olan kalpleri, cocuklarının yaptıklarına karşı camdan kalptir.

Onların dualarını almak dünyanın en büyük zenginliğidir.RABB'IMIZ DE öyle emretmiştir.Anne ve babalarımızın rızasını almayı...

Türk toplumunun adet, gelenek ve göreneklerinin başında büyüklere saygı gelir.Saygıyı düstur edinmiş bir kişi de asla kalp kırmaz.Kalbindeki yığın yığın sevgiyi verir.Böylelikle kalpler kazanır.Yıkmaz.

Bir ailede ebeveynler biribirine saygılı ise orada yetisen cocuk da öyle olur.Hümanist ve sevecen.

Ana kucağından topluma karışan bir cocuğa, kücük yaşlarda insan sevgisi aşılanmışsa; kalp kırmaktan kaçınır.Bin düşünür, bir söyler.

Genelde öfke kontrolü olmayan kişiler, ilk  aklına gelen sözcükleri sarfeder.O sözcüklerin gözyaşına dönüseceğini düşünmeden.Kalbin paramparca olacağını hissedemeden...

Kimileri de bunları bile bile yapar.Camı un ufak eder.Toplamaz.Yapıştırmaz.O erdeme ulaşamaz.

Günün birinde kendi kalbinin de kırılabileceğini düşünmeden...Vicdanını yok ederek yaşamına devam eder.

Cok cok sevdiği birinden yara alan, yaranın kabuk bağlaması icin diyar diyar, doktor doktor gezer. Merhemini, çaresini bulamadan...

Gamsız hayat yasayanlar var mıdır? Bilemem.Ama ben yüreğimin tam ortasından yaralandığımda kolay kolay onarılmam. Cünkü kalbin cok hassas olduğunu bilenlerdenim.Yürek sancısının geçemeyeceğini doğrular.Sol yanımızda çarpanı incitmem.

Sevgili öğrencilerim, simdilerde beni seviyorlarsa, o cocuk kalplerini elime alıp yüreğimde taşıyabilmemdendir.

Cocuk, geçmişte yaşadığı o cocukluk günlerini unutmaz.Unutamaz.Eğer büyükleri yüreklerine  dokunmuşlarsa, yasamlarında mutluluğu yakalayabilirler.Gelecek kuşaklara  gördüklerini yansıtarak..

Sevgili, eş, dost, kardes yaşamın her kademesinde yanında olanları kavramalı, üzmemek için caba sarfetmelidir.

Sevgili!Ah o sevgili! Siirlere, sarkılara, romanlara konu olan.Şairleri, yazarları canından bezdiren.Yaşama mutluluk katan ya da yaşamı yok eden...

Dost ve arkadaş da ysşamın kaynakları  olanlardır.Onlarla da ya aldığın yolda el ele, kol kola yürür, ilerlersin. Ya da kırılan kalbinle kalakalırsın.

Bir öğretmen olan ben , her yüreğin içindeki cırpınışları tek tek hissedip, öğrencilerimle tek yürek olmaya çalıştım.

Bana" hocam, ablam, teyzem" diyen  her çarpan kalple...

Bir düşünelim! Cokca kalp sevgisini biriktirdiğimizi.Sevinc ve üzüntüde  o kalbin seninle çarptığını hissetmeyi...Böylece mutluluğun coşa cosa coğaldığını...Üzüntü  ve acının, yasın  az da olsa azaldığını...

Ne mutlu bunu farkedebilen kalbe...

Herbirimizin kalbi camdandır." Camdan Kalp" deriz biz buna.Kırlınca da yeniden biraraya getirip eski haline getirebilmek için caba sarfederiz.Belki yapıstırip biraz onarabiliriz.Ama yakından bakınca, cam kırıklarının izlerini görürüz.

Bir gönül var bende ki

Kimseyi incitemeyen.

Yol alırken,

Yaşamın her döneminde.

Yavaşca...

Yolcuyum bu handa.

Yola koyulmuş,

Yoldaşlarımla.

Gide gide vardım.

Sevgiye, güvene.

Kalp otağına.

Kırılır mıydı hiç?

İncitilir mi?

Nahif olanı.

Sezileni.

Yaşanılası.

Güzellikleri.

Koru onu.

Al avucuna.

Hiç bırakma.

Sonsuza dek.

Anla.

Yüce gönlü olanı.

Incitme.

Yaralama.

Al yüreğine sakla.

 

dizelerimle, gönüllere taht kuralım.Ve"En büyük erdem, insanın vicdanını dinlemesi ve iyilik yapmak için çaba harcamasıdır" Confucius veciz sözünün kararlılığıyla da vicdana sarılıp hep iyiye koşalım.

Değerli Okuyucularımız,

Sizinle, satırlarım ve gönlümle aramıza bir bağ, bir köprü kurabildiysem eğer bu benim için büyük bir mutluluktur.

Yeniden buluşuncaya kadar  kalın sağlıcakla...

                    HÜLYA MURAT

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

Yazarın Diğer Yazıları