Hülya MURAT

Şeker Tadında

Hülya MURAT

" Nerede O Eski Ramazanlar?" cümlesi dillere pelesenk olmuş her  Ramazan Ayı' nda duyduğumuz bir cümledir.Öyle ki dile gelmediği bir " Ramazan Ayı" yok gibi.
Eski ramazanların yaşatılamadığı,belki de yok olduğu durumlar var olmakla birlikte, bir çoğunun yaşatıldığı kanısındayım.
Eskilerde icra edilen" Meddah" gösterilerini göremiyoruz.Hikaye anlatan Meddahlar yok belki ama sıcak sohbetleriyle anı ve tecrübelerini aktaran anlatıcılar var.
Çok çok eskilerde evlerin açık kapılarında karınlarını doyurmak isteyenler gelir; iftar yaptıktan sonra da ev sahibi tarafından" Diş Kirası" olarak güzel hediyeler verilirmiş.
Çocukları olduğu kadar büyükleri de eğlendiren bu gölge oyunu geleneği şimdilerde Ramazan ayında yine oynatılır.
Okumuş, açık gözlü Hacivat ile doğrucu,saf, nüktedan Karagöz oyunu Ramazan'ın olmazsa olmazıdır.Sayısız karakterlerin canlandırıldığı bu oyun eğlenceli olduğu kadar düşündürücüdür.
Ramazan davulcularına gelince, geçmişten günümüze kadar  devam etmektedir.Geçmişte,   sokaklarda maniler okuyarak geçerlermiş.Artik mani okumuyorlar ama  " Gakgo Diyarı Elazığ'ımizda" sahurlarda yöresel oyunumuz " Halay" çekimleri devam etmektedir.Bu, bizim dinî duygularımızın coşkusu.Ramazanı doya doya yaşamak.RABB'İMİZE şükürdür.
Eski Ramazanlarda akşam ezanı okununca iftar topu da atılırdı.1821' de " Anadolu Hisarı" ndaki topun ateşlenmesi ilk top atışı olmuştur.Şimdilerde top atışı yapılmamakta ve o heyecan yaşanmamaktadır.
Yine eskilerde," Teravih Şerbeti" geleneği Teravih namazı sonrasında bütün camilerin önünde yapılır.Özellikle "Bal Şerbeti" dağıtılırmış.Şimdilerde yok olan bu gelenek". Nerede O Eski Ramazanlar? " dedirtebilir.
Mahyalar,camilerimizi hep süsler.Ramazan ayında minarelerimiz" Merhaba Ya Şehri Ramazan"," Hoş Geldin Mübarek Ramazan"," Hoş Geldin On bir Ayın Sultanı" yazılarıyla aydınlanır. Işıl ışıl parlar...
Yine Ramazan ayında varlıklı bireylerin, hiç tanımadıkları bakkal, fırın ve manavlara giderek" Zimem Defteri" yani " Veresiye Defteri" ni açarak borcu, borçları ödemesi de geleneğimizdir.
" Güllaç Tatlısı"_Ramazan ayının olmazsa olmazı.Özdeşleşmiş.Lezzetli tatlısı.Bir Osmanlı mutfağı tatlısı.
Şimdilerde de görsel basında bu geleneğin devam ettiğini görüyor .Ne güzel geleneklerimiz var diye, mutlu oluyoruz.
Salgın hastalık nedeniyle yapılamayan Teravih namazı yine camilerimizde kılınmaya başlandı.Camilerimiz,dolup taştı.
Ramazan Ayı, muhabbet ve birliktelik ayıdır.Yardim ayıdır.Kısacası sevgi, dostluk, kaynaşma ayıdır.
İşte.Bir Ramazan Ayı' nın daha sonuna geldik.
Bayramımıza kavuştuk.Adına" Ramazan Bayramı_ Şeker Bayramı" dediğimiz.
Paylaşım ayı olan bu mübarek ayı geride bırakırken ben,  diyorum ki bu ayı" Nerede O Eski Ramazanlar?"demeden,o günlerin özlemini içimizde yaşatalım.Ve bu günlerimizde de bir çoğunu yapabilme mutluluğunu hissedelim...
" Nerede O Eski Bayramlar?" demeden,eski bayramları yaşatmaya çalışarak dinî duygularımızı coşturarak 'Ramazan Bayramı" mizi da huzurla geçirelim.
Zaman gelip geçti.İbadetlerimizi yaparak bugüne vardık.
Arife günü,kabristanları ziyaretimizle Bayramı karşılarız.Bu bir nevi yitirdiğimiz kıymetlilerimizin bayramını kutlamaktır.Onlara dualar ederek bayrama ulaşmamız gönül rahatlığı verir.Ama ellerini öpememek,sarılamamak yüreği yaralar.Acıtır.
Bayram  en çok  çocukları mutlu eder.
Bayramlıkların alınması , onların hayali ve sevinçleridir.Bayramlık denince aklımıza hep kız çocuklarının kırmızı pabuçları gelir.Hani yastığın altına konulup  bayramın gelmesini sabırsızlıkla bekleme... Erkek çocuklarının da takım elbise giyip kravat takma heyecanı...
Ve bayram sabahı giyinip el öpmek, harçlıkları alıp , şeker yemek.Çünkü  o gün  şeker yiyebilmek sınırsız olabilir.O geleceğimiz, güzelim yavrularımız için.Bu telaşları, büyüklere haz verir.Onları mutlu edebilmenin sevincini yaşarlar.
Bayramlarda eş, dost, akraba ziyareti hep vardı.
Şimdilerde de var.Samimi ve içten... Özel tatlılar ikram edilerek. ..
Salgın hastalığın tamamen bitebilmesi ümidiyle, şükürler olsun ki bu yıl camilerimizde bayram namazı kılınacak ve  bayram ziyaretleri  yapılacak; bayram coşkusunu yeniden yaşayabileceğiz.
Eskiden çocuklar, birlikte gezer, şeker toplarlardı.Hep bir ağızdan söylenen" İyi Bayramlar "sloganı, onları daha da sevimli kılardı.Şimdilerde  çocuklarımız,bunu yapamıyor.Sokaklara çıkarmıyorlar.Tehlikeli göründüğü için...
 Değerli Okuyucularımız,
Sevdiklerinizle birlikte huzurlu ve mutlu bir "Ramazan Bayramı" geçirmeniz dileğiyle...
Bayramımız mübarek olsun.
Nice Bayramlara...
Hep Birlikte...
 

Yazarın Diğer Yazıları