Serkan GÜRTÜRK

BİZDEKİ MUHALEFET VATANI DÜŞÜRÜR

Serkan GÜRTÜRK

Üstat Necip Fazıl, “Bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır..." derken sanki bugünleri yıllar öncesinden görmüş. Gerçi üstat bu cümleyi demokrat parti karşısında ülkeyi bile satmaya yeltenmiş 1970 yıllardaki CHP için söylemiş ama görünen o ki zaman geçse de ne CHP ne de muhalefet anlayışı değişmiş.

24 Haziran seçimleri öncesi muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı ülkeyi ABD ve Pensilvanya’ya teslim etmeyi bile göze alarak nasıl da gayret gösterdiklerini ortaya koydu.

CHP’nin İyi Patiye 15 milletvekilini kiraya vermesinin ardından ciddi bir heyecan dalgası yakaladığını zanneden Erdoğan muhalifleri, Abdullah Gül ismi ile bu işe girip mutlu sona ulaşacağı hayallini gördüler birkaç gün. Ancak CHP içindeki duyarlı partililer sonunda isyan ettiler.

 CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Abdullah Gül'ün adaylığı ile ilgili söylentilerine karşı Twitter'dan sert bir açıklama yaptı. Özel,"YETER... Bu kadar spekülasyon canımıza tak etti. Bütün amaç bizim içimizde bir tartışma yaratıp moralimizi düşürmek CHP’nin gündeminde Abdullah Gül diye bir isim olmadı, şimdi de yok, olmayacak da“ diyerek parti tabanının tepkisine tercüman oldu.

İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve HDP bloğunu bir araya getiren tek ortak nokta Erdoğan düşmanlığı. Düşmanlık etme ve  7 haziran jargonu ile “birlikte sallama” odağında birleşen muhalefet kanadının ayrıştığı nokta ise “aday kim olsun” tartışması.

CHP, Kılıçdaroğlu’na tam yetki vermesine rağmen kendisi bu yetkiyi kendi lehinde kullanıp aday olmuyor. Tabandan gelen Muharrem İnce formülüne de kendi koltuğundan korktuğu için geçit vermiyor. Meral Akşener İsmine de parti tabanı sıcak bakmıyor. Abdullah Gül formülü de ellerinde patladığına göre geriye sadece İlhan Kesici formülü kalıyor.

 CHP’nin bir kitle partisi olmasını desteklediğini belirten İlhan Kesici, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için “'Aday olsan iyi olur' diyenler var ama benim adayım Kemal Kılıçdaroğlu’dur” diyerek adaylığa yeşil ışık yakmıştı.

Saadet Partisi de bu seçimlerde “anahtar parti biziz” havası ile giriyor. Oy oranı yüzde birlerin altına düşen, özelliklede düzenlediği Erbakan ödül töreninde hayatı boyunca Erbakan’a hakaret ve iftira atmış gazeteci ve diğer isimlere ödül veren Saadet partisi gün geçtikçe irtifa kaybediyor.

Kirli ittifak ile hareket etmelerini Saadete gönül veren tabanın asla tasvip etmediği Saadet partisi bu seçimlerde aldığı tavra göre ya milletin gönlünde kalmaya devam edecek ya da iradesini Pensilvanya’ya teslim edenlerin safında yer alarak temelli silinecek.

Seçim öncesi alelacele Erbakan ödülleri programı düzenleyen ve Erbakan Vakfından trajikomik bir durum olarak nitelendirilen faaliyet,  Saadet’i bir kez daha halk nezdinde bitirmiş gibi gözüküyor.

“Erbakan Hocamızın ailesini, en yakınlarını, Erbakan Hocamıza sadık, samimi Milli Görüşçüleri kucaklamaktan uzak, dışlayıcı ve ötekileştirişi bir yapının, tüm milletimizi ve her siyasi görüşten insanı kucaklayacağını iddia etmesi trajikomik bir durumdur. Kurulduğu günden bugüne kadar Milli Görüş çizgisinden ve Erbakan Hocamızın istikametinden hiçbir sapma göstermeyen Erbakan Vakfı olarak, ülkemizin ve milletimizin yaşamakta olduğu bu kritik günlerde son derece önemli bu bilgilendirmeyi yapmayı bir görev addediyoruz.” diyerek tepkilerini ortaya koyan milli görüşçüler Saadet Partisi tercihlerini yeniden gözden geçirme kararı aldılar.

Görünen o ki iradesini ABD ve Pensilvanya’ya ipotek eden Erdoğan düşmanları ile aynı safta bulunma gafletini gösteren Saadet Partisi’ni zor günler bekliyor…

 

Yazarın Diğer Yazıları