Geçtiğimiz günlerde Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğü ile Elazığ Barosu ortaklaşa bir proje başlattılar.
Proje kapsamında lise öğrencilerine “Hukukun Üstünlüğü” konferansları veriliyor ve genç dimağlara hukuk ve hukukun getirdiği adaletten söz ediliyor.
Lise öğrencileri onlarca suçlardan, cinayetlerden, hırsızlık ve sapıklıklardan yargılanıp dışarda gezenlere bakıyor,bir de Azerbaycan petrolünün neden ülkemiz üzerinden İsrail’e gittiğini soran masum gençlerin hapse atıldığına bakıyor ve oldukça garip ve anlamsız görüyor!
Gençlerimiz böylesine yaman çelişkili bir süreci gördüğü için bu seminerlere nasıl bakıyor ve nasıl bir güncel ilgi kuruyor bilmiyoruz ama hukuk ve adaleti önceleyen Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğünde hukuksuzluk ve adaletsizlikler sıklıkla gündeme geliyor.
Bazı resmi kurumlarda olduğu gibi Milli Eğitim Müdürlüğündeki keyfi uygulamalar, çalışanları mağdur ettiği gibi vatandaşımızı da mağdur ediyor.
Bilindiği gibi Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda görev yapan öğretmenler, okulların öğretmen fazlalığı sebebiyle norm kadro gereği depo öğretmeni olarak görevlendiriliyor.
İlimizde birçok okulda öğretmen açığı varken bu ihtiyacın depo öğretmenlerinden karşılanmak yerine farklı bir ilçeden alınıp en ücra bir ilçeye görevlendirilmesi gibi bir garabetler yaşanıyor.
Merkezde çoğu imtiyazlı ve ayrıcalıklı kamu görevlilerin eşleri ve yakınları depoda beklerken, depo öğretmeni sıfatıyla bulunduğu okula uğramayıp zamanını evinde ya da özel işinde geçirirken, halen bir ilçede 24 saat derse giren bir öğretmeni, ihtiyaç ver gerekçesi ile şehrin en uzak ilçesine görevlendirmek mevcut yönetmeliği geçtik vicdanla bağdaşmayan bir uygulamadır.
Bazı kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre ilimizde derse gitmeyip evinde oturan norm kadro fazlası 1.100 öğretmen var. Dile kolay 1.100 öğretmen.
Birçok köy ve ilçede öğrenciler dersleri boş geçerken ya da ücretli öğrenmelerle eğitim verilmeye çalışılırken, kendilerini imtiyazlı ve ayrıcalıklı gören mesleklere sahip görevlilerin eşleri maaşlarını alıp evlerinde oturabiliyorlar. Bunun ne yasalara ne de vicdanlara sığacak bir yanı var mı varın siz karar verin!
Kamu kurum müdürleri, kendi görevlerini hakkıyla yapmakla birlikte uygulamalarıyla da adil ve şeffaf olmak durumundadırlar. Kanun ve yönetmelikler bir nebze cevaz verse de hakkaniyet ve adalete uymayan ve vicdanlara sığmayan konularda inisiyatif alması gerekir.
Elazığ İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yiğit’in eğitime yönelik gayretli çalışmalarını görüyoruz ve yeri geldiği zaman takdir de ediyoruz.Ancak kendisinin haberi olmadığı bazı atamalar ve görevlendirmelerde adaletin de vicdanın da ölçüsü kaçmış durumda.
Bu tür konuları ilettiğimiz yetkililer ise olayın izahını yapmak ve geçerli bir mazeret sunma yerine topu yargıya ve mevzuata atma kolaycılığı ve umursamazlığı da ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Umarız bu güzide kurumda bu tür yanlışlıklar ve adaletsizlikler son bulur ve atama ve görevlendirmeler vicdani bir boyuta ulaşır!