Serkan GÜRTÜRK

RİTÜELSİZ RAMAZAN

Serkan GÜRTÜRK

Koronavirüs salgını hayatımızın her aşamasında etkili oldu. Eğitim-öğretim, üretim, ticari hayat, sosyal hayatın yanında dini yaşam konusunda da önemli sınırlanmamaların olduğu günlerden geçiyoruz. Elbette daha güzel yarınlar ve hatta bayramlar için bu önlemler şart ve zaruri.

Elazığ Valiliği’nin bugüne kadar aldığı kararların hepsi de kendi sağlığımız ve gelecekteki mutlu günlerimiz içindi. Ve halkımız büyük oranda bu sınırlandırmalara uydu, evde kaldı ve bizim de vaka sayımız sınırlı kaldı. Bu hastalarımızın önemli bir bölümü de tedavisini tamamlayarak sağlıklı bir şekilde evlerine döndüler.

Valiliğin ramazan ayının başlaması ile ilgili aldığı kararlar ise bizleri biraz eskilere götürdü. Aslında ne çok güzel hasletlerimiz, ananelerimiz, törelerimiz varmış ve biz bunları sevdiklerimizle ne kadar da doya doya yaşamışız yeni fark ettik.

Alınan kararların en önemlisi fırınların fonksiyonu ile ilgili. Malum bizde ramazan demek biraz da fırın demek. Sıcak ekmek, güveç, tepsi yemeği, lahmacun hele tam da mevsimi peynirli ekmek demek. Hatta bunların tedariki için özellikle de iftara yakın saatleri bekleyip zaman geçsin diye ekmek kuyruğuna girip sıcak ekmeği evdekilere iftarda sunmak demek.

Ramazan’ı Elazığ’da güzel ve anlamlı yapan önemli ve kadim bir alışkanlığımız da iftar sonrası caddelere çıkıp yürüyüş yapmaktı. Birçoğumuz bunu iftarda kaçırdığımız yemekleri eritmek amaçlı yapmakla birlikte yine önemli bir bölümümüz Elazığlılar olarak Gazi Caddesi’nde sallana sallana amaçsız ve gayesiz volta atmak ritüelimizi yerine getirmek adına yapıyorduk.

Ramazan ayı içerisinde bir önemli ve anlamlı alışkanlığımız ise iftar ve sahur davetleri. Birçok aile, başka yakın akrana ve tanıdıklar olmak üzere ramazan ayının feyzini ve bereketini doya doya yaşamak amacıyla iftara misafir davet ederdi. Bunun da olası sosyal mesafe ihlalleri düşünülerek gece saat 8’den itibaren sokağa çıkma yasağı getirilmiş oldu.

Tüm bu alışkanlıklarımıza yansıyan geleneklerimiz elbette güzeldi ve biz bunları hep yaşadık. Yıllarca bu özel ayın özel ve güzel gelenekleri ile yaşadığımız ramazan aylarını taçlandırdık, çocuklara bu ritüellerle orucu sevdirdik ve anılarımıza nakşettik.

Ancak tüm bu geleneklerimiz ve ritüellerin bu ramazan ayında da yaşanması, sosyal mesafenin ihlali ve hastalığın yayılması ihtimali demekti. Bu yıl da eski adetlerimizi yerine getirmenin masum gayreti; yeni dramlara, hastalıklara ve hatta ölümlere kapı aralamak demekti. Oysa bizim idarecilerimiz bizi bizden daha çok düşünen ve bu konuda manevi vebal altında olduklarını bilen ve bunu sıklıkla ifade eden duyarlı ve vicdanlı şahsiyetlerden oluşmaktaydı.

Bayramı bayram tadında yaşamak ve yarınlara, zihinlerimizde bu zorlu günlere dair hiçbir acı ve unutulmaz hiçbir üzücü anı bırakmamak adına o güzelim Ramazan ritüellerimizi bu yıl erteliyoruz. Halkımız, geçmişteki tüm sınırlandırmalara uyduğu ve başarı gösterdiği gibi bu konularda da hassasiyetini gösterecek ve virüs belasından hep birlikte kurtulup bayrama erişeceğiz. Bu vesile ile tüm hemşerilerimizin ramazanlarını tebrik ediyor, saygılar sunuyorum.

Yazarın Diğer Yazıları