Serkan GÜRTÜRK

ŞEHRİN HAİNLERİ

Serkan GÜRTÜRK

 

Şehrin ve şehirde yaşayan insanların zararına olacak bir projeyi savunmak ve projelendirmekten öte düşünmek bile hainliktir. Buna sessiz kalmak ve tepkisiz durmak da bir o kadar yanlıştır.

Yöneticilerin amacı ve hedefi şehirdeki insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve onlara nezih mekânlarda yaşama, yürüme ve seyahat etme imkânını sunmaktır.

Bir proje düşünülerken ve hayata geçirilmek istenirken çok boyutlu olarak ele alıp getireceği faydalar kadar zararlarını da hesap etmek gerekir ki her bir yönetici bunu hem kendi yapmalı hem de uzman görüşlerine başvurarak yaptırmalıdır. Bunun yapılmadığı her bir proje ya akim kalır ya da eline yüzüne bulaşmakla kalmaz sahibinin ve savunucularının kariyer ve kimliği de yerle yeksan edebilir.

İlimizde son bir hafta içinde en çok konuşulan konu Tarım İl Müdürlüğü binansın Zübeyde Hanım Caddesine yapılması projesi oldu. Tarım il Müdürlüğü tarafı bunu körü körüne savundu.  İki medya kuruluşu ve Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları buna karşı çıktı. Diğer sözde şehir sevdalıları ve sözde korkusuz aktör ve troller izindeydi bu hafta.

Olgunlar mahallesinde büyük bir alan üzerinde ve birçok ayrı birimin ayrı binalarda hizmet verdiği, köylülerin konumundan oldukça memnun olduğu Tarım İl Müdürlüğü binası depremde hasar görmüş. Normaldir ve doğaldır. Sonuçta iki kat da olsalar eski yapılardır. Yenilenmesi ya da devletin vatandaşa kredi vererek dayattığı şekliyle güçlendirme de yapılabilirdi.

Bunu tercih etmeyen yönetim, binanın yeniden yapılmasını projelendirmiş ve 2021 için ödenek tahsisi yapmışlar. Buraya kadar sorun yok. Elbette hasarlı binada halka hizmet etmek doğru olmazdı. Ancak Müdürlük yöneticileri bu krizi akıllarınca fırsata çevirerek yeni hizmet binasını Zübeyde Hanım Caddesinde bulunan viroloji binasının arkasındaki ormanlık alana yapmak istemişler.

Tamam da bunda ne kötülük var ki diyebilirsiniz. Kötü niyet ve art niyet olmayabilir ama olay bu haliyle masumane olarak bir hizmet binası yapımı olmaktan çıkıp şehrin geleceğini karartacak, akciğerlerini öldürecek ve trafik kaosunun sebebi olacak bir konuma evrilme karakteri göstermesinden bihaber olunması ve bunun öngörülememesi ise yöneticiler için çok düşündürücü ve siyasilerin iyi değerlendirmeleri gereken farklı bir yön ve zafiyet…

Belirli saatlerde valilik binasından Çaydaçıra Kavşağına kadar kilitlenen bir güzergaha her gün binlerce  aracın geliş-gidiş yapacağı bir resmi kurum inşa etmenin ne getirip götüreceğini hesap etmek gerekmez mi?

 Ya da yıllardan beri her belediye başkanının hayal ettiği ve ancak Şahin Şerifoğluları döneminde DSİ Bölge müdürlüğü önünden başlatılarak halkımızın hizmete sunulan yeşil kuşak projesine ihanet olmaz mı?

 Yine Başkan Şerifoğulları’nın her fırsatta ilgili bakanlarla yaptığı ve her birinin sonuçlanma ve protokol yapma aşamasına gelindiği resmi kurum binalarının şehir dışına çıkarılması projelerine haksızlık olmaz, emeğe ve başkana saygıyı rafa kaldırmaz mı?

Allah’tan ki bu şehirde hiçbir etki altında kalmayan, bedeli ne olursa olsun gerçekleri sadece gerçekleri yazan ve konuşan medya mensupları ve mangal gibi yüreği olan, projelerinin arkasında durma kararlılığı gösteren Belediye Başkanı Şahin Şerifoğluları  var.

Bunca toz duman ve kasıtlı estirilen ters rüzgârlara rağmen onlar çıktılar ve “”durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak” diyerek haykırdılar. O haykırış duyarlı siyasilerde de karşılık buldu ve sonuçta şehrin çocukları kazandı ve ortak akıl, hissi ve taraflı akla galebe çaldı.

Zübeyde Hanım Caddesi ve çevresinin güzelliğine bugünden sonra hiç bir elin ve kurumun değmeyeceğinin ilanını yapan Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ile ilimiz milletvekillerine ve özellikle refikimiz Kanal Fırat ve Hâkimiyet Gazetesine sonsuz teşekkürler.

Yazarın Diğer Yazıları