Serkan GÜRTÜRK

Şehrin Sesi ve Vicdanı

Serkan GÜRTÜRK

İlimizde yaşanan deprem sonrası devletin tüm kurumlarıyla yanımızda olması ve yaralarımızın kısa sürede sarılması noktasında güzel ve asla unutulmayacak bir örnek çalışma ortaya kondu. Vefa duygusunun had safhada olduğu Elazığlı hemşerilerimiz devletin, milleti için tüm imkânları ile seferber olmasını asla unutmadık ve unutmayacak.

Enkazın kaldırılması ve şehrin yeniden inşa edilerek mağduriyetlerin giderilmesi noktasında aynı başarının sağlanması mümkün olmadı.

Afet sürecinde ortaya konulan başarı ve isabetli, adımlar ne yazık ki deprem sonrası yapılacak çalışmalarda ortaya konamadı.

Depremin tozu ve dumanından sonra şehrin yeniden ayağa kaldırılmasında başrolde olması gereken şehrin milletvekilleriydi. Deprem sonrası haftalarca ilimizde kalan Bakanlarla neredeyse 24 saat birlikle olan, sahaya birlikte çıkan, sahadaki, talep ve istekleri koordinasyon toplantılarına taşıması ve bu konularda yeni kararlar alınmasını sağlamakla görevli milletvekillerimizin, işleyen ya da zaten klasik şekilde yürüyen işleyişe hiçbir katkılarının olmadığı günün sonunda görmüş olmak vatandaşlarımızı üzdü.

İlgili Bakanlıkların zaten yaptıkları ve genelde de halkın memnuniyeti yerine eleştirisine sebep olan hangi konularda milletvekillerimizin bir müdahalesi oldu da yeni düzenleme yapıldığı konusunda bugüne kadar bir açıklama gelmedi.

Tekil sorunları ve DASK gibi zaten birçoğu yargıya taşınan konularda devreye girerek problem çözmeyi şehre önemli bir hizmet gibi gören ancak başta toplu kura, 2+1, bodrum katlar, köy evleri ve özellikle Mustafapaşa ve Rüstempaşa mahallelerinde ortaya çıkan garip planlama ve uygulamalar, işçilik kusurları, daha taşınmadan eskiyen, solan ve pörsüyen dış cephe boyaları ve daha bir yığın sorunlar.

Bu sorunlarla birlikte yapılan doğru işlerin de yerinde tespit edildiği Deprem Araştırma Raporunun mecliste görüşülmesi esnasında ilimiz milletvekillerimizin salonda bulunmaması, soruna duyarsızlık olduğu gibi, kurulan komisyona da haksızlık ve yanlışlık. Şehrin meselelerinin görüşüldüğü bir gündem maddesini dahi takipten uzak bir siyasi anlayışı bu şehir hak etmiyor.

O komisyon ki, ilimizde günlerce araştırma yaparak bu gözlemlerini raporlaştırmış ve meclise gündemine taşımıştı. İlimizde depremin tüm olumluluklarını bizzat gören ve hatta yaşayan milletvekillerimizin bu rapora olan mesafeleri, ya rapora güvenmedikleri ve inanmadıkları ya da önemsemedikleri anlamına gelir ki bu da şehre haksızlık olur.

Gelinen noktada Elazığlıların duygularına tercüman olan tek siyasi, CHP ilimiz Milletvekili Gürsel Erol oldu. Mecliste hem şehrin sorunlarını gündeme getirdi hem de usulsüz yıkımlar konusunda hem yüce meclise hem de Cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulundu. Ancak Sayın Erol’un bu konuşmasını resmiyete de dökmesi ve hem meclise hem de savcılığa suç duyurusunda bulunması süreci daha da hızlandıracak ve vatandaşların ve kamunun zarar etmesine sebep olan uygulamalara kapı aralayan yetkililer hakkında gerekli incelemeler yapılmalıdır.

İlimiz Milletvekili Gürsel Erol, muhalefette olmanın hakkını vermekle kalmıyor şehrin vicdanı ve ses olmaya devam ediyor!

Yazarın Diğer Yazıları