İlimizde son haftalarda birçok kesimlerce tartışıldığı için konunun tüm detaylarıyla tartışılması ve gerçeğe en yakın görüşün ortaya çıkması adına Kent Konseyi tarafından adına çalıştay düzenlenen Fırat Üniversitesinin yapacağı yeni hastanenin nereye yapılacağı tartışması devam ediyor.
Kent Konseyi tarafından yapılan ve ortak akıl kültürünün yerleşmesine önemli katkı sunan çalıştayı bende il dışında olmam hasebiyle izlediğim program detaylı görüntülerle takip ettim.
Yapılan çalıştayda siyasiler, bürokratlar, STK temsilcileri ve konunun muhatapları olan üniversite temsilcileri bilimsel verilerle konuşarak kendi tezlerini savundular.
Yapılan çalıştayda genel olarak ortak çıkan görüş; hem şehrin önemli bir nüfusunun o bölgeye yakın olması, hem trafik olarak ulaşımının kolay ve rahat olması, hem de çok geniş bir alan olması dolayısıyla hastanenin Harput yerleşkesine yapılması görüşü ağır bastı.
Yine çalıştaydan çıkan bir ikinci sonuç şu ki; mevcut üniversitesi hastanesinde sağlık hizmetleri verilmeye devam edilsin ve bu bölgedeki ticari hayat aksamasın, esnaflar mağdur olmasın.
Eski Devlet Hastanesi ve SSK hastanesinin taşınması sonrası Hastane caddesinde oluşan “hayalet şehir” acı tecrübesini yaşayan Elazığ halkı, mevcut üniversite hastanesinde de birkaç branşta poliklinik ve acil hizmetlerinin devam etmesi gerektiği konusunda fikir birliği oluşturdu.
Çalıştayda oldukça olumlu ve birbirlerini anlayan ve destek veren havanın ardından, Rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz’ın yaptığı teknik konuşmalar, CHP milletvekili Gürsel Erol aleyhine yapılmış gibi aktarılınca, Erol da bir açıklama yapma gereği duydu. Oysa konuşmanın eskilerin deyimiyle siyak ve sibakına bakıldığında herhangi bir itham ve hedef alma yoktu. Çalıştayda konuşma yapan CHP Milletvekili Gürsel Erol’un hastanenin yapılması planlanan alana dair herhangi bir itirazı olmamakla birlikte, teknik araştırmalar neyi gerektiriyorsa o yapılmalıdır gibi ortak akla ve bilimselliğe vurgu yapan konuşması olmuştu.
Çalıştayda herkes eteğindeki taşı döktü ama tartışma farklı mecralarda hala devam ediyor. Bazı sosyal medya hesaplarından hastanenin Harput yerleşkesine yapılmasının mahsurlarına dair yayınlar yapıldı.
Bu yayınların genel özelliği ise iki noktada yoğunlaşıyor. Bunlardan birincisi hastanenin yapılması planlanan alanın şehre uzak olması, ikincisi ise zemininin hastane yapılmasına uygun olmayacak derecede bir özellik göstermesi…
Hastane gibi önemli yatırımlar yapılırken şehrin mevcut konumu ve durumu değil 50-60 yıl sonrası planlanarak yapılır. Bugün dahi şehir nüfusunun yüzde 70’e yakın bir kısmı kentin batısında ikamet etmektedir. Şehrin doğusunda bulunan Fethi Sekin Hastanesine karşılık neredeyse şehir ile birleşmiş bir alanda da Fırat Üniversitesi hastanesinin yapılmasını “şehre çok uzak” diye nitelendirmek, şehrin değil 50 yıl sonrasını 10 yıl sonrasını dahi görememe ufuksuzluğunun somut bir yansıması oldu.
Şehrin hali hazırda batıya kaydığı, son yapılan Batı Prestij projeleri, Hankendi ve bölgesinin mahalle olması ve bölgedeki hızlı bir kentleşme yanında, Çaydaçıra, Abdullahpaşa, Cumhuriyet, Sürsürü, Ataşehir ve Hilalkent gibi büyük mahallelerimizde şehir nüfusunun yarıdan fazlasının ikamet ettiği gerçeğine rağmen bu mahallere yakın bir hastaneyi “şehre uzak” gerekçesiyle eleştirmek çok mantıklı ve tutarlı gelmiyor akıl sahiplerine.
İtirazların ikinci noktası ise tartışmadan dahi uzak olması gereken bir konu. Neymiş zemin uygun değilmiş. Yahu arkadaşlar hangi çağda yaşıyoruz. Denizin ortasına dahi gökdelenler dikilecek bir teknoloji ve yapı tekniklerinin olduğu bir dönemde bundan söz etmek dünyadan ve gelişmelerden bihaber olmak değil de nedir… Kaldı ki hastane yapılan alanda İletişim Fakültesi ve Eğitim Fakültesine ait devasa binalar yapıldı ve yaşanan depremlere rağmen herhangi bir sorun da yaşanmadı.
Yapılacak hastanenin yatay mimari ile en fazla dört kat yapılacağı düşünülürse ve gerekli teknikler kullanılırsa herhangi bir sorun yaşanmayacağını bile bile bazı sosyal medya kullanıcılarının bu konuyu dezavantaj gibi göstermeleri, bilimsellikten uzak tümüyle yanlı ve şehrin gelişmesine karşı anlamsız bir tavırdır.
Hülasa bu gereksiz tartışmalardan tartışma kelimesi bile utandı, ar etti. Projesi bitmiş, bu zorlu ve kamuda tasarruf genelgelerine rağmen ödeneği alınmış ve ihale aşamasına gelmiş ve hastane gibi elzem bir yatırımın yapılmasına yönelik bu tür düzeysiz tartışmaların yaşandığı başka bir il var mıdır bilmiyoruz ama ne yazık ki bu şehirde oluyor bunlar. Gereksiz tartışmalarla enerjisini tüketen geleneksel sporumuz haline gelen bu alışkanlığımızı bildiğimiz için çok da garipsemedik ve şaşırmadık bu tartışmalara.
Kim ne derse desin, kim ne kadar hissi yaklaşırsa yaklaşsın. Bu şehir için yapılacak yeni bir hastanenin yapılacağı alan Harput yerleşkesidir. Gerisi lafı-güzaftır, vakit kaybı ve nefes israfıdır…