Serkan GÜRTÜRK

Vali Hatipoğlu'nu Dinlerken

Serkan GÜRTÜRK

Kanal Fırat ekranlarında usta gazeteci  Zeki Akbıyık, bir gazetecilik başarısına daha imza atarak Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu’nu Gündem programına konuk etti. Şehrin sorunlarına hâkim ve bu problemlerin çözümü noktasında kendisinin de zaman zaman eleştirileri yanında önerileri de olan Akbıyık, Elazığ’ın sorunlarını tek tek konuğu olan Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu’na sordu. Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu da samimiyetle soruları cevaplandırdı, var olan sorunları kabul etti ve giderilmesi noktasında yaptıkları planlamaları ve projeleri açıkladı. Vali Numan Hatipoğlu’nu dinlerken gördük ki Elazığ’daki görev süresi çok olmamakla birlikte şehrin tüm sorunlarına vakıf, zenginlikleri ve potansiyellerini bilmekle birlikte zayıf ve eksik taraflarımızı da bilen ve buna yönelik çalışmalar ortaya koyan duyarlı bir yöneticimiz var artık bu şehirde. Sorunları ve problemleri  geçiştirmeyen, çok konuşup hiçbir şey söylemeyen vasat idareci profilinden çok uzak,  sorunları halı altına süpürmeyen, tersine sorunların üzerine giden bir bakış açısı ve bunu hakim kılmaya çalışan bir Valinin Elazığ için önemli bir kazanç olduğunu gördük. Vali Hatipoğlu’nun özellikle turizm konusuna verdiği önem ve değeri biliyoruz.  Kanal Fırat’taki programının da önemli kısmı turizme ayrılmıştı. Gazeteci Zeki Akbıyık da bu konuya özel bir önem verdi ve geniş zaman ayırdı. Vali Hatipoğlu, Harput, Hazar Gölü, Palu ve Salkaya olmak üzere tarihin bizlere miras bıraktığı zenginlikleri çok iyi görür ve bunu turizme kazandırmak ve ilimizin de Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi kentler gibi çok sayıda turist çekmesi adına önemli ve ciddi adımlar atıldığını ifade ediyordu. Alan Başkanlığının ilimize kazandırılmasıyla tarihi kazıların yapılmasının hız kazandığını Harput Kalesinin ardından Palu Kalesinde de kazıların başlatılmasına yönelik adımlar atıldığını dile getiriyordu. Vali Hatipoğlu yine Hazar Gölünün turizme kazandırılması yönündeki iradesi yanında attıkları adımları da büyük bir inanmışlık ve heyecanla anlatıyordu. Vali Hatipoğlu’nun turizm konusundaki bu hedefleri ve bu heyecanını takdir etmemek ve bundan memnun olmamak mümkün değil. Ancak bu iradeyi ete kemiğe büründürüp  sahaya yansıtma görev ve sorumluluğu olan kurum ve kuruluşlarda böylesi bir heyecan hatta hedef olmadığını görmek de bu şehrin kaderine düşen en büyük kadersizlik… Nereden çıkartıyorsunuz bu düşünceyi diye sorabilirsiniz. Anlatalım. Malum geçtiğimiz hafta Turizm Haftası idi. Bu tür belirli gün ve haftalar, aslında kutlanmak için ya da bir açıklama ile geçiştirilmek için değil, o konuda bir yıl öncesinden daha ötelere gitmek için yeni hedefler ve projeler ortaya konmak için ihdas edilmiş. Turizm gibi şehrin en önemli eksikliği olarak görülen ve kabul edilen bir hafta içerisinde ilgili kurum tarafından sizce bu şehirde nasıl etkinlikler  yapılmış olabilir? Söyleyelim. İki okuldan az sayıda bir öğrenci gurubu Harput’taki müzelere ziyaret gerçekleştirdi bir, Dağcılık kulübü Ölbe Vadisine yürüyüş gerçekleştirdi iki… Evet Turizm haftasında yaptığımız tüm faaliyet hepsi topu bu… Ve yine Turizm Haftası adına mahcup olunması gereken bu iki sıradan faaliyet çok büyük bir etkinlik diye medyaya afili cümlelerle haber diye servis edildi. Vali Hatipoğlu ile ilgili kurum arasında Turizm konusundaki ufuk ve vizyon farkını görüyor musunuz? Vali Hatipoğlu’nun turizm konusundaki projelerini dinleyen ve şehir adına heyecan duyan vatandaşlar, “bu hayaller, bu vizyoner bakış, bu kurumlar ve bürokratlarla mı hayata geçirilecek” demekten kendilerini alamadılar. Vali Hatipoğlu’nun Gaziantep ziyaretiyle de zihninde pekişen ve ilimizde bu konuda çalışma yapılmasına yönelik açıklama ile bir kez daha heyecanlandık. Bu konuda Sayın Valimize bir öneride bulunmak istiyoruz. Akpınar Mahallesinde bulunan ve eski Kışla Binası olarak bilinen, geçtiğimiz yıllarda PTT Başmüdürlüğü binası olarak kullanılan ancak şu an boş olan tarihi yapının, hem müze hem de yöresel yemek ve ürünlerimizin sunum ve satışının yapılacağı Gastronomi Müzesi haline getirilmesidir. Bu bina ve çevresindeki yeşil alan, hem misafirlerin ağırlanması hem yöresel yemekler hem de isteğe bağlı diğer yemek ürünlerinin ikram ve  satışının yapılacağı lokanta ve kır bahçesi olarak hizmet verebilir. Bu bölge tur otobüslerinin de rahatlıkla gelip park edebileceği, şehir merkezine, Kapalı Çarşıya, Kent Müzesine de yakın bir lokasyonda olduğu için kafileler için de avantaj sağlayabilir. Bilinen o ki bu bina PTT Genel Müdürlüğüne ait. Ve yine bilindiği kadarıyla tescilli binanın özel bir protokolle Elazığ Belediyesine devri sağlanırsa binada hem güçlendirme yapılabilir hem de çevre düzenlemesi ile bu nezih alan halkın istifadesine sunulabilir. Bu konuyu saygıdeğer milletvekillerimizin gündemine alması ve takip etmesiyle tıpkı Harput Yolu üzerindeki Askeri İdadinin  Etnografya Müzesi yapılmasına amaçlı  tahsisinde olduğu gibi bu binanın da tahsisinin yapılabileceğine ve milletvekillerimizin buna muvaffak olacaklarına  inanıyoruz. Gastronomi Müzesinin o bölgeye, o binaya ve şehrimize çok yakışacağına inanıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları