Birileri beyaz felaket, beyaz esaret dese de aslında beyaz rahmetin ta kendisidir kar. Bereketin, bolluğun ve tabiatın yenilenmesinin sebebidir kar. Yağdığında verdiği az zahmete rağmen rahmetiyle herkesin hayatına olumlu katkı sunan bir bereket kaynağıdır kar.
Eski dönemlerde evlerin boyuna ulaşan kar yağışlarını görmesek de zaman zaman 15-20 cm’i bulan bir kar yağışı ile karalar bağlıyor ve tüm olumsuz cümleleri peş peşe kurabiliyoruz ne yazık ki.
Bu durum karşısında bazı gazetelerimiz “Beyaz Esaret” manşetini atarken bazı haber siteleri de “Beyaz Felaket” manşeti atmaktan geri durmuyor.
Yüksek yüksek yerlere ev yapıp yazın keyfini süren ve bunun havasını atan dostlarımız, yağan kar ve oluşan kısmi buzlanmadan dolayı bir gün arabaları ile evlerine çıkamadıkları ya da şehre inemediklerinde kıyameti koparıyor ve “nerede devlet” “belediye sınıfta kaldı” gibi beylik cümleler kurmaktan geri durmuyorlar.
Ülkede bolluk, bereket, ucuzluk, barajlarda dolu dolu su isteyen bizler, yere düşen az kar ile karalar bağlıyor, serzenişlerde bulunuyor ve hatta gayretullaha dokunacak sözler sarf ediyoruz.
Eskilerin bir tanesini altınla eşdeğer gördüğü kar yağışının bir gün, evet sadece bir gün bile hayatına olumsuz yansımasından şikâyetçi olanların kar yağışının olmadığında hayatının nasıl zehir olacağından habersiz bir pervasızlık örneği göstermesi de ayrı bir çelişki değil mi?
Geçmişte elektrik üreten barajların susuz kalmasıyla enerji kesintisi yapıldığı, ancak belirli saatlerde elektrik verilebildiğini bilmeyen ya da unutan insanların kar yağışına tepkisi ancak bu olaylara bir kez daha muhatap olmasıyla değişebilir.
Allah'tan ki tüm bu karamsar ve kar yağışının önemini kavrayamayan kesimlere karşın bu konuda bazı eleştiriler alma pahasına kar yağışına sevinen, mutlu olan ve bundan dolayı da memnuniyetini dile getiren yöneticilerimiz var.
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları,kar yağışı ile ilgili yaptığı açıklamada “yeter ki kar yağsın”diyerek bu yağıştan hem memnuniyetini dile getirdi hem de bu yağıştan dolayı hayatı olumuz etkileyecek alanlarda ilk dakikadan beri sahada olduklarını ve yolları açık tuttuklarını ifade eti.
Başkan Şerifoğulları geçmişte “şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” anlayışı ile şu kar yağmasa da başım ağrımasa “ kolaycılığı ve halkı değil kendini düşünen bir düşünceyle değil, yeter ki kar yağsın biz halkımızı mağdur etmeyiz” anlayışını ortaya koyuyordu.
Çünkü her rahmetin bir zahmeti olacağını biliyordu Başkan Şerifoğulları. Bu yağışların yer altı sularına katkısını, daha çok bereket, daha çok ürün ve bunun sonrası daha ucuz sebze meyve ve tarımsal ürünler olduğumu biliyordu Başkan Şerifoğulları.
Getireceği tüm olumsuzları bilerek ve göğüsleyerek karın yağışını tatil bekleyen çocukların sevinci gibi bekleyen Başkan Şerifoğulları, karla mücadele çalışmasına olası eleştirilere rağmen “yeter ki yağsın” duyarlılığı, sorumluluğu ve mutluluğu içerisindeydi.
Varsın bir gün evimiz önüne kadar arabamızla gitmeyelim, varsın sokağımıza bir gün kardan girilmesin.Varsın bir gün sokağa çıkmayalım. Varsın bir gün mahsur kalalım ve hatta şairin dediği gibi kör kuyularda merdivensiz kalalım!Sonunda bereket var ya. Sonunda bolluk var ya. Sonunda barajlarımızın dolmasıyla hem içme suyu hem de enerji ihtiyacımızı karşılamada önemli bir kazanım var ya… Gerisi teferruat.
Kar yağsın hatta daha çok yağsın… Yeter ki bir gün gelsin bize de kardan aydınlık…