Bahaddin Yeşilkaya

AYASOFYA, BİR AİDİYET TESCİLİDİR

Bahaddin Yeşilkaya

 

Malum, milletleri farklı kılan ait olduğu değerlerdir. Yani milletlerin bir arada, bir amaç uğrunda, kader birliği içinde topyekûn bir ideali paylaşmak ve ya yan yana olması.

Bütün bunların olabilmesi ancak ait olunan değerlerle sağlanabilir.

Çünkü değerler dediğimizde inançta aidiyet, vatanda aidiyet, dil de aidiyet, kültür de aidiyet ve aynı bayrakta aidiyet demektir. Bu değerlerin her biri uğrunda ölmek demektir. Yani ‘MİLLET’, kader de bir olmak, kıvançta bir olmak, varlıkta bir olmak ve de yoklukta bir olmak demektir

Kısacası nimette de külfette de var olmak demektir.

Yani ’MİLLET’, toprağının her bir santimetre karesiyle yoğrulmak olmak hem hal olmak demektir.

Aksi hal üzerinde yaşanan, ömür tüketen toprağın değerlerine aidiyeti olmaz.

Aidiyet özde olur, ölümüne olur.

Bu da ancak samimi olmak, dürüst olmakla olur.

Lafla, yalanla, dolanla, riyakâr olmakla hiç mi hiç olmaz.

Bunun testi nedir söylerseniz eğer,

Tek bir örnek Ayasofya’nın yeniden ibadete açılışı derim.

Ne alaka derseniz eğer?

Şunu derim.

Ayasofya bu millettin bu ümmettin geçmişinde yeni bir devir yeni bir ufuk demektir.

Ayasofya denince yeryüzü Müslümanların şahlanışı demek, yeni bir medeniyet demektir.

Ayasofya klasik bir camiden öte, çok daha büyük bir misyon demektir.

İşte AYASOFYA böyle bir eser böyle bir yapıt.

Bu eserin tekrar böyle kendi asli MİSYON ’una geri dönmüş olması, bu MİLLETT’in geçmiş ruhunu yeniden bulmuş olması demektir.

O ruh izzet demektir, şeref demektir, haysiyet demektir.

Bu topraklarda nefes alan nefes veren her bir fert hiçbir kompleks taşımadan bu açılış gününü şanla, şerefle, gururla ibadetini yapar ve ölümüne sahip çıkar.

Bu toprağın insanı budur ve böyle olmalıdır.

Çünkü bu bir büyük MEDENİYET mirasıdır.

Bu MİRASA sahip çıkmak bu toprağın insanı için bir şereftir, bir onurdur.

Ama ve lakin şeklen de olsa bu topraklarda yaşıyor ve bulunuyorsa, ancak bu RUH tan mahrum ya da yoksunsa, bilinmelidir ki, bu kişi ya da insan, TASMASI mutlaka gözü bu topraklarda, kökü dışarda olan efendi Baba’larının elindedir.

Bunları görmemek o kadar zor olmasa gerek. Aslında bu tipler bu topraklarda hep oldular hep te olacaklar.

Tarihte vardılar, şimdi de varlar. Hiçbir kılık bunlar için zor değildir. Kah bir örgüt (FETÖ,PKK…) gibi kah bir Parti ( CHP,HDP,İP,SP ve Yenileri…), kah değişik sivil toplum Örgütleri. Dışardan bakınca bunların birçoğu masum hareketler görülebilir.

Ancak eylem ve davranışlarına baktığınız vakit, her biri efendilerinin çanağına iş…,su taşıdıkları ayan beyan görülmektedir.

Yani bu toprakların mayasına ne kadar yabancı ve ne kadar uzak oldukları görülmekte olduklarıdır.

Zaten kimi zaman gizli ajandalarını saklamaya da gerek duymazlar.

Tıpkı AYASOFYA camiinin açılışında hiç birinin bulunmadığı-olmadığı gibi… Hal bu ki, bunlardan kimileri son otuz yıl da devletin en üst düzeyde görev almış ya da görev yapmış, hatta ve hatta bazıları son yirmi yıldır halen TÜRKİYE yi yöneten AK Parti çizgisinde sözde yılların “DAVA” adamı olarak yer alan kişiler olarak bu MEDENİYET simgesi olan bu açılışta bulunmaktan imtina ettiler.

Bunu bir tek anlamı olabilir, oda ne kadar ikiyüzlü oldukları, riyakâr oldukları, yalancı oldukları ve aslın da tek kelime ile ne kadar samimi olmadıkları ya da ne kadar dürüstlükten uzak olduklarıdır.

Bunlar tarih boyunca hep buydular ve böyle de olacaklar.

Ancak bu MİLLET her defasında o büyük ferasetiyle bu alçaklara geçit vermemiştir bundan böyle de vermeyecektir.

Yazarın Diğer Yazıları