Mikro Milliyetçilik Zehri
Bahaddin Yeşilkaya
Zehir vardır, kişinin sadece kendine zararı vardır ve kendisiyle sınırlıdır. Zehir vardır biyolojiktir. Bu bazen gıda, bazen de atmosferik kaynaklıdır. Ama lokaldir. Zehir vardır sosyolojiktir. Ait olduğu aile, bulunduğu mahalle, köy, kasaba, çevre hatta ve hatta ve hatta belde ve şehir olsun bir büyük toksinle koca bir topluma sirayet eder, zehirler ve bir hastalığa dönüşerek, tedavisi bazen yıllar, bazen de asırlar, hatta ve hatta çağlar boyu sürer gider. İşte bunu adı tamda mikro milliyetçiliktir. Mikro milliyetçilik öyle bir hastalık ki, tıpkı bir virüs, bir mikrop gibi koca koca bünyeleri alt ederek, bazen bir büyük çıban, bazen de bir ur olarak tüm bir cemiyeti hatta ve hatta milletleri dahi esir alır, bütün bir sağduyuyu ortadan kaldırarak, basiretsiz bırakabilir. Çünkü mikro milliyetçiliğin ruhunda sadece ve sadece “BEN” denilen koca bir EGO vardır. “BİZ” diye bir kolektif, bir ortak akıl yoktur. Bir bencilik vardır sadece ve sadece kendini düşünmek vardır. Hal bu olunca, böyle bir toplum ya da cemiyetin yol alması, mesafe kat etmesi mümkün değildir ve de gelişmesi söz konusu olmaz. Sinerjiden mahrum kalır ve becerme şansı yoktur. Zira bütün bir enerjisini kendi içinde harcar. Bunun anlamı tam bir iç çekişme tam bir kargaşa demektir. Diğer bir anlamı sen sensin, ben benim. Yani birlikte hareket etme, beraber olma ya da yekvücut olma yoktur. Hal bu ki, ayrılıkta gazap, birlikte rahmet vardır. Çünkü birlikten güç ve kuvvet doğar. Bir elin nesi iki elin sesi vardır. Ayrılıkta ise kin vardır, haset vardır daha ilerisi kavgadır, dövüştür, düşmanlıktır ve de hep birlikte kayıp etme vardır. İşte mikro milliyetçilik böyle kötü bir anlayış ve de bir yaklaşımdır. Şu günlerde ülkemizde bir yerel seçim sathımahli vardır ve doğal olarak da beldelerde partilerce bir büyük seçim kampanyası yapılmakta ve yürütülmektedir. Kimi partiler ya da adaylar işin dozunu kaçırarak, centilmence yapılması gereken bir propaganda yerine, bulunduğu çevrede mikro milliyetçilik gibi hassasiyetleri kullanarak, ortamı ve ortalığı zehirleyerek, milleti ayrıştırarak, kampanya yapmakta ve yürütmekte. Şurası iyi bilinmelidir ki, bu ve buna benzer kampanya ya da propaganda yapan parti ya da kişiler, ne bulunduğu çevreye ya da beldeye bir faydası var, ne de kazanması halinde hizmet edeceği şehre ya da beldeye bir faydası ya da yararı vardır. Çünkü milleti ayrıştırma üzerinden kazanmak kazanmak değildir. Tam tersi bir büyük kötülüktür. Neden derseniz eğer? Zira daha başta o belde de ve de şehirde bir nifak, bir fitne, bir ayrışma tohumu ekmiştir. Bu yüzden her ne eser ya da hizmet olursa olsun ya da yapılırsa yapılsın, o belde ya da şehirde yaşayan sakinleri arasını düzeltmez ve de düzeltemez. Çünkü bir kez testi kırılmıştır ve de tamiri na mümkündür. Hal bu olunca, mikro milliyetçilik gibi ayrıştırıcı, bölücü kötü yaklaşımları ayaklar altına alarak, hiç bir kesimi dışlamadan, millet ve ümmet anlayışı etrafında topyekûn bir büyük kapsayıcılıkla bir arada bir ve beraber olarak bir yaklaşım içinde eser ve hizmet yapmak için milletin hizmetine talip olunmalıdır. İyilikte yarışmak, hizmete yarışmak her daim hayır vardır. Bu düsturla, 31 Mart 2024 Yerel seçimleri şimdiden milletimize ve memleketimize hayırlı olsun. İnancım, milletimizin feraseti her zaman olduğu gibi her türlü takdirin üstündedir. Kararını ve tercihini hep sağduyudan yana kullanmıştır.