Zübeyde Duran

GERÇEKTEN BU MİLLETE ÇOK YAZIK…

Zübeyde Duran

 

Hani tüm illerde sayısız şubesi bulunan büyük marketlere, kalabalık olmayan saatlerde uğradığınız zaman kasada kimseyi bulamıyorsunuz ya!

Kardeşim geçenlerde bu marketlerden birinden alış veriş yaparak kasaya gitmiş. Az sonra gelen kasiyere latife olarak, "Yahu sizi iki dakika rahat bırakmıyoruz, buradan ayrılıyorsunuz hemen bir müşteri geliyor, belki işiniz filan vardır" demiş.

Kasiyer; "Müşteri olmayınca bizim kasada durmamız yasak. Zaten bakın burada oturacak yer de yok. Ayakta bile durmak yasak" demiş.

Kardeşim; duydukları karşısında “Peki, siz kasiyersiniz, müşteri olmayınca ne yapmanız gerekiyor?” Diye sorunca…

Kasiyer; "Orayı burayı derleyecen, toplayacan, temizleyecen, kendine muhakkak bir iş bulacan!" demiş. "Biz bu işe, bilerek talip olduk!" diye de eklemiş.

Yaşanan bu üzücü ve düşündürücü olayla ülkemizin acı bir gerçeği ile bir kez daha yüz yüze gelmiş olduk.

Evet, maalesef Ülkemizde özel sektör adı altında geçen pek çok işletmede, fabrikada, şirkette aynı durum mevcut… Çalışanların iki dakika bile dinlenmeye hakları yok. Çünkü işverenlerde Allah korkusu yok, merhamet yok, empati yeteneği yok… Tek düşünceleri ucuz maliyetli işçi çalıştırarak servetlerine servet katmak.

Ülkede had safhada olan işsizlik sorunu ve ekonomik sıkıntı ise insanların iş seçme lüksünü ortadan kaldırmış durumda... Doğal olarak ta karşımıza bu ve benzeri örnekler oldukça sık çıkıyor.

Bunun yanı sıra işçisini sigortasız çalıştıran ya da mecburen sigortasını yatırdığı işçisinin üç kuruş maaşına göz dikerek bankadan çektiğin maaşın bir kısmını geri alan, öğle arası izin kullandırmadığı halde işçinin yemek ücretini ödemeyen, 8 saat mesai yapması gerekirken işçisini 10-12 saat çalıştırarak sömüren işverenlerde mevcut.

Maalesef insanlar çalışmak zorunda oldukları için karşılaştıkları her türlü haksızlığa boyun eğmek zorunda bırakılıyor. Sonuçta işveren zihniyeti hep aynı… “İşsiz insan çok… Biri gider, diğeri gelir…”

Görüldüğü üzere özel sektörde eğer işveren; Allah’tan korkmayan, merhametsiz biri ise çalışanının canını çıkarmadan para ödemiyor.

PEKİ, DEVLETİMİZ BU KONU İLE İLGİLİ NE YAPIYOR?

Maalesef hiçbir şey… Görünen o ki Devlet bu durumu çok ta umursamıyor… Neden böyle bir şey yazdığıma gelecek olursak;

Öncelikle düzenli işleyen bir denetleme mekanizması yok… Ancak bir işyeri ile ilgili şikâyet gelecek ki denetmenler lütfedip işlerini yapsınlar. Sonrasında devlet tarafından özel sektörde bu şartlar altında çalışmak zorunda kalan bu garibanlara emeklilik bile layık görünmüyor…

Gariban vatandaş 20-25 yıl çalışıp prim gününü doldurduktan sonra üç kuruş emekli maaşına sahip olabilmek için birde senelerce yaşının dolmasını beklemek zorunda bırakılıyor.  Sebep olarak söylenen şey ise akıllara zarar… Neymiş gariban vatandaş hazineye yükmüş. Bütçeye üreteceği maliyet yüksek olurmuş.

Yazık bu millete... Gerçekten çok yazık… İşveren tarafından yeterince yıpratılan bu insanlara devlet tarafından emekliliğin de layık görülmemesi gerçekten çok acı…

KONU HÂLÂ HÜKÜMETİN GÜNDEMİNDE YOK

Ak Parti dışında mecliste bulunan dört parti Yaz ayları boyunca emeklilikte yaşa takılanlar için çalışmalar yaptı. Eğer partiler ortak bir önergede anlaşırlarsa kanunu meclisten geçirecek çoğunluğa sahipler. Mağdur vatandaş ise kanun çıkarılması için meclisin açılmasını dört gözle bekledi. Ama ne yazık ki bu konu hâlâ hükümetin gündeminde yok.   

Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın bir süre önce konu ile ilgili sorulan soruya “Hükümetin gündeminde yok. Gündeme gelince bakılır. Bütçeye üreteceği maliyeti dikkate almak lazım" diye cevap vermişti.

Kalın, geçtiğimiz gün yapmış olduğu basın toplantısında yinelenen soruya, "Bu konu kabinenin gündeminde yok. Tabii ki Meclis ayağı ayrı bir konu… Yeni hükumet sisteminde Meclis kendi kanunlarını çıkartabilir. Hükümet nazarından baktığınız zaman konu bugün de geçtiğimiz toplantılarda da gündeme gelmedi. Bu konuda herhangi bir değişiklik söz konusu değil" şeklinde cevap verdi.

HEMEN BURADA SORMAK İSTERİM…

“Emeklilikte Yaşa Takılanlar” konusu bütçeye üreteceği maliyet gerekçesiyle gündeme dâhi alınmıyorken, 3600 ek göstergeye taslak hazırlanmasına ne demeli? Adını ne koymalı?

Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan taslakta polis, hemşire, din görevlisi memurların yanında kamuda idareci olarak çalışanlar da yer aldı. Buna göre şube müdürleri, daire başkanları, il müdürleri, bölge müdürleri, üniversite genel sekreterleri, üniversite genel sekreter yardımcıları da ek gösterge artışından yararlanacak. Taslak metne giren idarecilere belediyeler ve bağlı şirketlerdeki yöneticiler de girdi. Buna göre belediyelerde ve bağlı şirketlerde görev yapan daire başkanlarının da ek gösterge artışından faydalanması planlanıyor. Ek gösterge artışı gerçekleştiği zaman bu memurların kendileriyle birlikte emeklileri de yararlanacak. Böylece uygulama mevcut emekliler için de geçerli olacak.

Ek gösterge taslağı kabul edilip kanunlaşırsa sayısız memurun hem şu anki ücretleri hem emekli aylıkları hem de emekli ikramiyelerinde gözle görülür bir artış sağlanacak.

Şimdi ek gösterge ile maaşları asgari ücretliden kat be kat fazla olan memurlara maaş, emekli aylığı ve ikramiye konusundaki artış için bütçe ayarlanabiliyor da, gariban vatandaşın alacağı üç kuruş emekli maaşı mı hazineye yük oluyor?

1999 yılında Gölcükte meydana gelen deprem fırsat olarak kullanılarak vatandaşın sırtına yüklenen bu kambur en kısa sürede bir çözüme kavuşturulmalı. Yaşanan bütün ekonomik sıkıntıları gariban vatandaşa mal etmeye, zaten yeterince zor olan hayatları daha da zorlaştırmaya çalışmak adalete, hak ve hukuka sığmaz.

Adaletse, herkes için eşit adalet… Haksa, herkes için aynı hak uygulanmalı. Devlet eğer devletse standartlara göre durumu zaten iyi olan memuru kayırıp, gariban vatandaşa tekme vurmamalı…

Konunun çözüm odağı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan… Çünkü Ülkemizde sıkıntılı tüm konular Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müdahalesi ve dile getirmesi ile çözüme kavuşuyor. Şimdi emeklilikte yaşa takılmış sayısız vatandaş Cumhurbaşkanımızdan bu konuyu ele almasını ve kendilerini mutlu edecek o açıklamayı yapmasını bekliyor.

Saygılarımla…

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları